39-Bir çiçeği büyütmek

67 11 2
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

İyi okumalar.
***

Ona nefes alan hiçbir şeyi sevme hakkı vermemişlerdi. Belki de sırf o yüzden etrafındaki insanlar birer birer uzaklaşıyor, en yakını olması gerekenler ise sırtına hançeri saplamaktan geri durmuyorlardı.

Hayatın hem iyi hem de kötü yüzü olduğu öğretilmişti okuldayken. İnsanlar hep iyi olanı seçip kötüden sakınmalıydı. Peki kötülüğün kaynağı olan biri iyilik yoluna nasıl gidecekti ? Nasıl yürüyecekti o yolda ?Yol kabul eder miydi kötülüğü?

Umay , hayatı boyunca kötülükle cebelleşmektense aksine kabullenip bir köşede ölümü beklemişti. İkinci bir yaşam var ise hayatın kendisine gülmesini arzu ediyordu. Gerçi öyle bir şans vardı ki kendisinde , bu kez de bir idam mahkumunun bedenine girerdi kesin

Yaşadığı şoktan sonra kendisini odasına kapatıp kapının yanına diz çökmüştü. Sırtını duvara yasladığında gözlerini kapattı. Reçel çoktan dizlerine sürtünüp mırlamaya başlamıştı.

"Umay aç kapıyı yavrucuğum."

Amcasının korku dolu sesini duyunca elini dudaklarına götürdü. Ne reçelin varlığı ne de amcasının onun için korkmasının bir anlamı vardı. İstediği tek şey kendini dünyadan soyutlayabilmekti.

Kapının öbür tarafından telefon sesi gelmişti. Birkaç adım atıldığını duyunca kafasını duvara vurdu. Hepsi birden gitse ne güzel olurdu. Amcası sıkıntıyla oflamıştı. Her ne konuştuysa duymamıştı çünkü fısıldamıştı resmen adam. Duyurmamak için çaba gösterdiğini anlamıştı zaten.

"Gitmem gerekiyor Umay. Yine geleceğim sakın korkma o haberleri yapan herkesi dava edeceğim teker teker. Paralarını da senle yeriz çatır çatır!"

Cevap vermemişti. Kalbi acılar içerisindeyken birilerinin uzaklaşmasına alışmıştı. Hatta içi bile rahatladı. Konuşmak istemiyordu daha fazla.

Gözyaşları usul usul aktı. İnsanlar neden bu kadar acımasızdı? Yalçın Amcası hiç acımadan ölmüş bir kadına iftira atabilmişti. Peki ne uğruna ? Aptal bir şirket kendisine kalmadı diye. Normal bir şekilde isteseydi gözü kapalı zaten verirdi ancak bu saatten sonra dünyaları verseler karşılığında o şirketi vermezdi. İnatsa inattı.

Annesinin kemikleri sızlamaz mıydı? Çocukları uğruna eğitimini bile tamamlamayıp hayatını ailesine adayan kadının emeğinin karşılığı bu muydu ? Haftalar önce kendisini öldürmek için kafasına dayadığı silahı şimdi yalçın Gürsoy'a doğrultmak istiyordu.

Babası nasıl annesini acımadan katlettiyse amcası da aynısını yapıyordu. Bir insan yalnızca bir kere ölmez miydi ? Gürsoy ailesi annesini defalarca kez öldürmeye ant içmişlerdi.

Berbattan öteydi bugün. Önce Tolgaya istemeden de olsa veda etmek zorunda kalmıştı. Sonrası ise felaketten başka bir şey değildi.

"Umay hanım."

BANA UNUTMAYI ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin