"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza.
Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder."
Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...
Yanlışlıkla %80 civarını yazdığım bölümü yayınlamıştım birkaç saat önce.Umarım kimse görmemiştir 🥹Neyse bölümü size bırakıp uyumaya kaçıyorum🩷
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
**** Bazı anlar vardır ne yapacağını bilemezsin.Sadece yaşadığın olayın verdiği derin hüzünle karşı karşıya kalır öylece bakakalırsın.Diğerleri gibi değildir o hüzün.Sevmediğin bir insan tarafından gelmemiştir aksine en sevdiğin yapmaz dediğin insan bilerek ya da bilmeyerek bütün hücrelerini onunla doldurmuştur.
Umay da onu yaşıyordu.Kolunu tutmuş , hiçbir şeyi görmez bir halde ozanı döven Tolgayı izlemişti.Kıskandığında ağabeyinden bir farkı olmaması korkuya kapılmasına sebep oluyordu.Babasının aynen böyle geçen cümleleri vardı.Kıskançlığın ardına gizlenip katletmişti onu da.
Tarih tekerrür ederdi.Bunu elbette biliyordu.Birde kızların annelerinin kaderini yaşama olayı vardı.Tolganın birgün silahını ona doğrulttuğunu düşünmek ruhunu parçalıyordu.
Ozan'a bir yumruk daha atacakken elini yüzüne götürdüğünü görünce küfür etmiş ozanı bırakmıştı.Yanına doğru gelip kollarına almak istese de Umay bir adım geri atmıştı.Ozanın mahvolmuş yüzü karşısında dururken ona nasıl sarilabilirdi?
"Bilerek yapıyor bu puşt güzelim."
Kafasını salladı.Dolu gözleri görmesini engelliyordu.Sertçe yutkunup gözlerini sildi.Tolganında yüzünde tek bir ifade vardı ;hüzün.
"Korkuyorum Tolga."Annem gibi olmaktan ölümüne korkuyorum anlayamazsın beni.
Gözleri aslında korkusunu haykırsa da adam anlamamış yanağını okşamıştı usulca.Böyleydi işte Tolga.Sinirliyken gözleri hiçbir şeyi görmez , sakinleştiğinde ise dünyanın en iyi adamı olurdu.Hangisine inanacak, hangisi için sevmeyi öğrenecekti?
Yıllar ona sevebileceği birini verdi sanıyordu ama hiçte öyle durmuyordu o an.Başkasını öldüresiye dövmek için kalkan eller , canının acısını geçirmek için yanağını okşuyordu.Adalet değildi bu.Bir insan ya iyi olurdu ya kötü olurdu.Ortası olmamalıydı.Hele ikisi hiç olmamalıydı.
"Korkmamalısın küçüğüm."Eli yanağından saçlarına gitmiş okşamaya başlamıştı.Kaçıp gitmek isteyen yanıyla kalmak isteyen yanı ölümüne bir yarış içerisindeydi.
Bugün ikilemler kraliçesi gibi hissediyordu.Kimi dinleyeceğini şaşırmıştı.Korkusunun sebebi karşısında ki adamken yine ona sığınmak saçma geliyordu.Saçma ama güzel.
"Bölüyorum ama sanırım burnumu hissetmiyorum."
Birde ozanın durumu vardı.Dayak yemekten zevk alırmış gibi Tolgaya karşılık vermemiş sadece bitmesini beklemişti.Kafasının içinde bir sürü tilki cirit atıyor gibi bir hali vardı.Ona olan merakı git gide artarken az önce duvarla kendi arasına sıkıştırdığı anı hatırlamak sinirini bozmuştu.Bir tane vurmak yerine ne yapacağını izlemişti.Bazen cidden ayran budalasına dönüyordu.