***
İyi okumalar.
****Önünde oturan ikili koyu bir sohbete girişmişlerdi.Umay sargılı elleriyle zar zor kahvesini içiyor aynı zamanda kafede göz gezdiriyordu.
Hayat cidden garipti.Nereden bilebilirdi ki amcası ve Tolga'nın teyzesinin bir araya gelip konuşacaklarını.Asıl gelme sebebini unutmuş gibi amcası gezdiği yerler hakkında konuşup duruyordu.Şahika hanım ise dudağını büzerek dinliyordu ara ara.
"Gezmek istediğim o kadar yer varmış ki şu an fark ediyorum yıldırım bey.Şerefsiz eski kocam mesleği dolayısıyla her yere gitmiştir.Hindistana gittiği sıra öküz sanıp ona tapacaklar diye çok korkmuştum bir ara..."
Birde bu vardı.İlla ki eski kocası hakkında konuşup duruyordu.Aslında gayet normaldi.Sonuç olarak yeni ayrılmıştı.Yıllardır birlikte olduğu insanı hemen unutması imkansızdı.
Yine de muhtemelen ilgilendiği birine eski ilişkisinden bahsetmesi ne kadar doğruydu bilemedi.Acaba Tolga'nın hiç ilişkisi olmuş muydu?Onu öptüğü gibi öpmüş müydü başka birini?Kendisi için ilk ve özel olan bir an belki de onun için sıradandı.Hiç görmediği varlığı bile belirsiz bir kadına sinir olmuştu istemeden.Hem ona neydi ki ?
Yıldırım amcasının yüzü anlık düşmüş yine de gittiği italyan restoranlarından birinin yemeğini övmeye devam etmişti.Anlaşılan damak zevkine önem veren biriydi.
Ellerini birbirine vurup derin bir iç çekti.Şahika hanım hala merakla yüzüne bakıyordu.Muhabbetleri birden ilgi çekici bir hale geldiği için onları dinlemeye başlamıştı.
"Çoğu mutfağın yemeğini tatmışımdır ama italyan mutfağı bir başkadır Şahika hanım.Özellille Minestrone çorbası enfesti.Hem hafif hem doyurucu tam bir kış çorbası!Yemek konusunda gurme olduğumu söyleyebilirim.Arkadaşlarım da bana böyle seslenir zaten biliyor musunuz?"
Demek ki amcası sadece kendine bir iş kurmakla kalmamış aynı zamanda ülke ülke gezmişti.Kendinden neredeyse yirmi yaş üstü büyük amcası daha çok hayat doluydu.Onunla yaşasaydı hayatı daha güzel olur muydu diye düşünmeden edemedi.Belki evet belki hayır.Hiç yaşama sevinci olmayan birini dünyanın en güzel yerine de götürseniz oranın hiçbir artısını görmeyecekti.Zaten öyle insanlar sadece kafalarının içindeki dünyada yaşardı.
"İçeriği ne ki onun yıldırım bey?"
Tam bir ev kadını olduğu için her hareketinden belli eden deli dolu Şahika hanım ve her kültüre bir şekilde aşina olan amcası cidden anlaşabilecekler miydi?
Ozan önündeki kahveyi alıp dudaklarına götürmüştü.Gözlerini kırpıştırarak ona baktı.Cidden önündeki kahveden içtiğine inanamıyordu.İnsan biraz olsun tiksinmez miydi?
Kahveyi yerine bırakıp dudaklarını yaladı.İzlediği görüntü ürpermesine sebep olmuştu.Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme geçmişti sanki ya da yanlış anlamıştı emin değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UNUTMAYI ÖĞRET
Roman d'amour"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza. Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder." Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...