|Take me in your arms-Sad pilots|
"Bu dünya iyiyle kötünün arasında bir yerde ama günü geldiğinde iyilerden taraf olacak."(İlhan dilek)
***
İnsan ömürü ortalama kaç yıldı?Bir insan , hayatının yüzde kaçını mutlu bir şekilde geçirebilirdi?Umay ailesiyle sadece altı sene birlikte olabilmişti.Ondan sonra geçirdiği seneler sadece ızdırap ve göz yaşı doluydu.Aksini iddia etmek isteyen varsa çıksın karşısına, gözlerine baktığı an yaşadığı açılarının yüzde birini bile görmek iddiasından vazgeçmesine sebep olurdu zaten.
Tolgadan önce hayatının nasıl monoton olduğunun farkındaydı.Günler göz yaşı ve kabuslar içerisinde geçiyor ardından sayısız kez değişen doktorlardan birinin karşısında buluyordu kendini.Senelerdir bitmeyen yası iyileşmediği içindi biliyordu.İyileşemiyor, böyle bir istekte bulunursa annesine haksızlık edeceğini düşünüyordu.Küçük kız çocuğu hala annesinin cansız bedenini izlediği o an da kalmıştı.Bedeni büyümüş, kocaman bir kız olmuştu ama ruhu, o hala altı yaşındaydı.Babasının titrek nefeslerini hatırlıyordu.Ölü bir bedenden nasıl minnet beklediğini, kızından nasıl af dilediğini unutmamıştı.
Olmadık bir zamanda , olmadık hatıralar gözünün önüne gelmişti.Elleri ondan bağımsız titremeye başladığında yumruk yapıp kafasını geri yasladı.Gözünden bir damla yaş akarken beyninin ona oynadığı oyunlara bir kez daha küfür etti.
Tolga'nın sinirle arabayı sürüşü, ozanın inatla silahını sallayışı, hiçbiri umurunda değildi."Durdur arabayı Tolga."dedi yorgun bir şekilde.
"Şundan kurtulalım dururuz güzelim."
Gözlerini açıp sinirle bağırmaya başladı.Neden öfkelendiğini bilmiyordu.Geçmişin gölgesi yine çöktüğü içindi belki de.Artık bıkmıştı.Oradan oraya savrulmak istemiyordu.Hayatını yaşamak istiyordu.Yasını normal insanlar gibi tutmak istiyordu.
"Tolga durdur dedim.Nefes alamıyorum anlasana."
Ozan genç kıza döndüğünde titreyen ellerini kaşlarını çatarak baktı.Ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi.
"Panik atak mı geçiriyorsun sen ?"
Dolu gözleriyle kafasını salladı.Ne olduğunu bile tam bilmiyordu ki.Sadece fazla endişeliydi ve her saniye artan öfkesi işkence ediyordu.
"Ne panik atağı, Umay sakin ol güzelim."Elini sinirle direksiyona vurdu.Çaresizlik Tolga'nın da sinirlerini bozmuştu.Normal insan gibi dışarıya çıkmak istemekte yasaktı artık .Bu güzel gülüşlü adamı her an ölüm ensesindeyken yanında tutmak bencillik gibiydi.
"Arabayı durdursan iyi edersin dostum yoksa bu kız kendini atacak bir yerden.Nefes alsana Veronika böyle."Kendini gösterip sakınce nefes alıp vermişti ozan tekrar etmesini istediği için .
Tolga "Başka silahın var mı ?"diye sordu usulca Ozan'a.Ela gözler hala üzerindeyken nefes almaya çalışmıştı ancak mümkün değildi.Arabada durmak gittikçe eziyet verici bir hal almıştı .
"Tabi canım hobi olsun diye hep yedek silahım vardır."
Ozan dalga geçercesine bağırdığında, devrim sabrının sonuna gelmiş olacak ki arabayı önlerine sürüp durmuştu."Deli lan bu.Umay sıkı tutun."
Öndeki arabaya çarpmamak için arabayı mecbur durdurmuştu.Hala dağlık yolda oldukları için yol tek şeritti.Hiçbir şekilde kaçmaları mümkün değildi artık.Ne olacaksa olsun diye düşünüp elini arabanın kapısına götürmüş derin bir nefes almaya çalışmıştı.Nefes almak bile işkence çektirir miydi insanaÇektiriyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UNUTMAYI ÖĞRET
Romantik"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza. Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder." Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...