'Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bu dünyada,ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı ?'
***
İyi okumalar.
***Gözlerini kapattığı an karşısında bir sandalyede oturmuş , gülen yeşil gözlerle onu izleyen annesini beklemiyordu.Ne olduğunu hatırlamak istemişti.Hizmetçi kadının ruhsuz gözlerle silahı doğrulttuğu kişinin kardeşi olduğunu anladığı an bir saniye bile düşünmeden önüne atlamıştı.Peki sonra ne olmuştu?Alabildiğince karanlık.
Gözleri kapanmadan birkaç saniye önce kardeşinin 'abi'diyerek ona doğru yaşlı gözlerle koştuğunu hatırlıyordu.Sonrası ise tekrar karanlıktı tabii.Şuan kapısı bile olmayan geniş beyaz bir odanın içerisinde annesi karşısında oturuyordu.Ne olmuştu ona?Ölmüş müydü?İnancı hep vardı.Zayıf olsa bile kardeşi gibi sırtını dönmek istememişti tanrıya.
"Anne."diye yürümeye başladı ama kesinlikle yanına bir santimetre bile yaklaşamıyordu.Nasıl bir döngüydü bu?Bir adım ötesindeki kadının yanına gidememesi tanrının bir oyunu muydu?
"Neden yanına gelemiyorum?"
Annesinin gülümsemesi normalde hoşuna gitse bile şu an gitmemişti.Cidden ölmüş müydü?Ölüm denilen şeyin böyle bir şey olduğunu düşünmüyordu.Rüya görüyor olmalıydı.
"Öldüm mü yoksa? Umay kendini asla affetmez anne eğer ölürsem."
Yıllardır annesinin yasını tutan kıza birde kendi acısını ekleyemezdi.Annesi kafasını sallamıştı.Yanaklarından akan bir damla göz yaşı yere damlamış bembeyaz oda anında daha karanlık bir yer haline dönmüştü.Duyduğu rahatsız edici fısıltılar annesinden uzaklaşmak istemesine sebebiyet veriyordu.Ne halt döndüğünü biri açıklayabilir miydi?
Kapkaranlık odada annesinin aydınlık yüzü parlıyordu.Hiçbir ışık yoktu.Bilinç altı yine oyunlar oynuyor olmalıydı ona.Yıllardır hasretini çektiği yüze doya doya bakmak isteyen yanıyla Umay'ın ona ihtiyacı olduğunu söyleyen tarafı ölümüne bir yarış içerisindeydi.
"Umay'ın bana ihtiyacı var anne."
Ancak onunda annesine ihtiyacı yok muydu?Kadının güzel kokusunu içine çekmek istemişti ancak rahatsız edici fısıltılara birde dayanılmaz bir koku eklenmişti.Sanki çürüyen bir bedenin kokusuydu.Anlamak istermiş gibi kendini kokladı.
"Seni asla affetmeyecek."
Fısıltılar artmış , Umayla ilgili olur olmadik şeyler söylemeye başlamıştı.Arkasını döndü birini görme umuduyla.Annesi ve kendinden başka kimse yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UNUTMAYI ÖĞRET
Romance"Bir cesedi sırtlamış ufacık bir ruhsun sen."dedi adam geçmişinde yaşamaktan geleceğe bir türlü tutunamayan kıza. Ve kız ekledi ."Çünkü acı hissedilmeyi talep eder." Sonra iki farklı ruh; olacaklardan habersiz,sonsuza dek birbirine kırmızı bir kader...