Standing Next to Me (Masterchef All Star)

bird set free

Satranç müsabakaları stüdyo hazırlandığı esnada iki grup halinde devam ediyordu. Bu gruplardan biri Sergen-Barış ikilisiyken diğer grupta Uğur-Kerem ikilisiydi. Beypazarı sodalarımızı almış bir biçimde izliyorduk bizde Barbaros ve Tolga ile.

Son zamanlarda Tolga ile aramızdaki iletişim onun yıllık kullandığı kelime sayısını bile geçmişti. Kitaplardan başlayan muhabbet oturup Beypazarı soda içmeye kadar gelmişti.

"Bu kadar uzun sürdüğüne göre kesin düello var." Dedi Barbaros bize dönerek.

"Herkes zaten şampiyonların gelmesiyle böyle bir haftanın yaşanacağını biliyordu. Umarım güzel bir yemek olur." dediğimde Barbaros başını aşağı yukarı salladı.

"Tatlı yapacakmışız gibi hissediyorum." dediğinde Tolga yönümü ona çevirmiştim.

"Valla çok işime gelir. Büyük konuşmak değil benimkisi yanlış anlamayın." dediğimde gülmüşlerdi.

İçeri geçtiğimizde düello masalarının hazırlandığı görmüştük. Takımlara alınma sıramıza göre dizilince Barbaros ile yan yana gelmiş ve el sıkışmıştık.

Genel konuşmalardan sonra bugünkü yapacağımız yemeğin Kazandibi olduğunu öğrendiğimizde Barbaros ile bakıştıktan sonra arkamı dönüp Tolga'ya bakmıştım. Gülümseyerek bakıyordu o da.

3 dakikalık toplantı için yukarıdaki yerlerimizi aldığımızda takımı toplayıp gerekli tüyoları ve kafamdaki reçeteyi vermiştim. aynı şekilde Hasan da kendi eklemelerini yaparken takımımız fazla olduğundan birinin gezmesi gerekiyordu.

"Ben gezeyim Eren abi böylece herkesi kontrol edebilirim." dediğimde Eren abiye hızlıca başını iki yana sallamıştı.

"Sana oyuncu olarak ihtiyacımız var. Sayı sayıdır."

"Ama gezersem +1 sayı yerine daha fazla sayı kazandırabilirim. Hasan da öyle." Hasan'ı işaret ederek söylediğim cümle üzerine Hasan da başını aşağı yukarı sallamıştı.

"Direkt olarak Nesil gezmeli bence de." dediğinde Eren abiye bakmıştık hepimiz.

Eren abi ise kabul etmemişti, ısrarla.

"O zaman sen bize gerekli trickleri ver biz de not alalım." dediğinde Batuhan sil baştan ne yapılması gerektiğini anlatmıştım. Hasan da aynı şeyleri anlattıktan sonra püf noktalarına değinmiş ve süremizin sonuna gelmiştik. Kaptanlar aşağıdaki yerlerini alırken biz de yukarıda kimin kiminle eşleşeceğini öğrenmek adına kalmıştık.

Barış ısrarlarla Uğurla eşleşmek istese de Tahsin kaptanlık ağırlığını koyup Barış'ın istediğini yapmamıştı. Kafasında garanti gördüğü şeyler olsa gerek diye düşünmüştüm.

Eren abi ilk seçimini Hasandan yana kullanmıştı, daha sonra da benden. Arka arkaya olursak daha iyi yardımlaşacağımızı düşünüyordu sanırım. Eren abinin beni seçmesiyle Tahsin Eda ablayı vermişti bana. Kendilerince olan strateji nasıl ilerleyecekti bilmiyordum açıkçası.

Eda ablayla yerlerimize güle oynaya geçtiğimizde arkamı dönmüş ve Hasanla birkaç şey daha konuşmuştuk. Önümüze gelen Barbaros ve Kerem olurken Kerem dönüp birkaç şey sormuştu. Ona da yardımcı olduğum esnada Barbaros'un pürdikkat bizi dinlediğini görüp gözlerimi kısmıştım.

"Bak bende çok önemli püf noktası var ben sana onu söyleyeyim sen de bana bir şey söyle." dediğinde gülmüştüm.

"Abi kıza ne gibi bir püf noktası verebilirsin acaba onun bilmediği?" dedi Kerem gülerek. Kerem'in gülüşüne ben daha da gülerken Barbaros'un bütün tuşlara basmaya çalıştığını anlamıştım. Arkamı döndüğümde doğru dürüst kimsenin kazandibi bilmediğini görmüştüm çünkü herkes birbiriyle yardımlaşma içerisindeydi. Takımlar arası da yani.