bangır bangır

425 30 75
                                    

Gece yolculuklarından nefret ederdim. Havanın karanlık oluşu, uzun yolsa asla uyuyamayışım sevmemem için nedenlerdi. Balıkesir biletlerini gece aldıkları için şikayet etmek gibi şansım yoktu.

Bu sefer yol arkadaşım Alican olmuştu. Uyuyamadığımı biliyordu çünkü. Yorgun bedenim, olmayan dermanım ile Balıkesir yolunu çekilir kılmaya çalışmıştı kendisi. Bir müddetten sonra uyumasını ısrar etsem de yerine getirmemişti teklifimi.

Balıkesir'i gezerken tereddüt içerisindeydim hep. Tekrardan babamı görebilirim endişesi her adım attığımda daha da artıyor gibiydi. Kötü dakikaları tekrardan çekilir kılabilen arkadaşlara sahiptim neyse ki.

Çekime geldiğimizde, menüyü öğrendiğimizde her ne kadar uykusuz olsam da bugün Sefa için canımı dişime takarak mücadele edecektim. Benim gibi herkes bugün aynı düşünce içerisindeydi. Her şeyi Sefa için yapıp, başarıp son dokunulmazlığı kazanıp rahat bir gün geçirecektik.

Gemisini kurtaran kaptana mürettabatları olarak bunu borçluyduk.

Yemekler açıklandığında coğrafi işaret alan Balıkesir kaymaklısını menüye eklediklerini duyduğumda ilk işim Sefa'ya yapışıp reçeteyi kapmak olmuştu. Sefa'nın dünkü durumumdan tereddüt edişine rağmen Alican'a bürünüp "şov yapacağım, sen raad ol." tavrına bürünmem reçeteyi bana direkt olarak teslim etmesine sebep olmuştu.

Coğrafi işaretli tatlılara özellikle çalışırdım. Belli başlı bölgelerin tatlılarına, şeflerin özel reçeteleri olan tatlılara itina gösterirdim. Öyle değişik, garip huylarım vardı.

Son takım oyununu gerçek anlamda "takım" olarak oynamıştık. Herkes her yerdeydi resmen. Yemeklerin tadına bakılıyordu sürekli. Kim, neyi eksik görüyorsa belirtiyordu. Bir kişi yapsa bile bin el değiyordu o yemeğe. Garip bir uyumumuz vardı.

Her şey bittiğinde, stüdyoya geri döndüğümüzde yüzümüzden yorgunluk aksa bile kırmızı takıma nazaran çok emindik kendimizden. Yerlerimizi aldığımızda şeflerin sonuçları açıklamadan önce yapacakları konuşmaları bekliyorduk.

"Mavi takım kaptanına soralım ilk. Nasıl geçti bakalım?" dediğinde Mehmet şef arka çaprazımda kalan Sefa'ya bakmıştım. Onu çok yormamıştık açıkçası bugün, bir de otobüse bindiği her an uyuyabilen bir insan olduğundan uyku gibi bir problemi de yoktu.

"Çok güzeldi yani dünkü hareketim gerçekten takımı ateşleyen şey olmuş. Bugün herkes her yerdeydi. İnanılmaz bir ekip çalışması vardı, arkadaşlarıma teşekkür ediyorum sonuçtan bağımsız olarak." dediğinde alkışlamıştık kaptanımızı.

"Katılıyorum. Herkes her yerdeydi kısmına özellikle. Bir sahne gördüm ben hele ki yani." dediğinde Mehmet şef ile göz göze gelmiştik ve anında hangi sahneyi bahsettiğini anlamıştım.

"Ne oldu ki şefi?" Danilo şefin sorusu üzerine Mehmet şef tekrar bakmaya başlamıştı.

"Yani bir ara kalabalık arasında fıldır fıldır koşan bir Nesil vardı, sonra o Nesil'in ayakları yerden kesildi. Havada gördüm ben seni açıkçası." dediğinde Mehmet şef herkes gülmeye başlamıştı, ben de dahil.

"Yağ sıçramış, görmedim ben de. Bir tabağı eksik aldığımı fark edince gidip onu alayım dedim. Sonra havalandım."

"İşin garip tarafı o anda koşturan birisi daha vardı. O da uçanı yakaladı o refleksle." dediğinde tam arkamda yer alan Kerem'e baktım. Omuzlarıma uzanmasıyla geriye yaslandım ben de gülerek.

"Ya aslında hiç çaktırmamaya çalışsam da ben de kaydım o anda. Bir anda yakaladım kolundan havada görünce. Tutup kaldırdım ama dengemi de sağlamaya çalıştım bir yandan. İki olay arasında denge kurmaya çalışırken Nesil'in 'kolumu çıkarttın.' cümlesiyle bir tur daha falan yuvarlandım kendi çapımda. Çok garip bir andı ve bunlar 5 saniye içerisinde yaşandı."

Standing Next to Me (Masterchef All Star)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin