Pazar gününe an itibariyle girmiş bulunuyorduk. Sabaha eleme için gidecektik stüdyoya.
Ve hiç gitmek istememekle birlikte, uyumak dahi istemiyordum şu anda.
Ayaklarım zorla odanın dışına sürüklemişti beni. Koridorda kendi kendime dolaştığım esnada adımlarım otomatik olarak terasa yönelmişti.Kapısını açıp içeri girdiğimde sanki hissetmişim gibi gelmiştim buraya.
Ruhum sürüne sürüne getirmişti beni. Benim gibi uyuyamayan ve sabahı düşünen Kerem'in yanına.
Beni fark ettiği anda oturuşunu düzeltirken adımlarımı yavaşça ona doğru yönlendirmiştim. Doğru dürüst konuşmuyorduk. Aramızda esen serin olmayan ve mevsim dışı olan rüzgarlar havayı anında soğutmaya yetiyordu. Soğutmaya da değil, mevsim değişikliğine kadar giderdi aramızda olanlar.
"Uyuman gerekiyor."
"Uyuyamıyorum."
"Hiç belli olmuyor." Yanındaki yerimi almıştım kendimden beklemediğim ölçütte. Bakışlarım yüzü yerine zeminde gezinirken bacaklarını karnına kadar çekip yüzünü bacaklarının arasına gömmesiyle bakışlarım mecburi olarak yönelmişti kendisine. Bacaklarını sarmıştı elleriyle. Sıkıca tuttuğu bileğinden bile belliydi ellerinin titrediği.
Yanından yavaşça kalkıp karşısına geçmiştim. Oturduğum gibi bağdaş kurmuş, titreyen ellerine uzatmıştım ellerimi.
Buz gibi olan elleri sıcak ellerimle buluştuğunda anında buz kesmişti.
"Böyle olmaz. O potadan çıkamayacak biri değilsin."
"Yorgunum. Kalbim sıkışıyor sanki sürekli. Düşünmekten uykularım kaçıyor. Bu hafta olmamalı." Boğuk şekilde gelen sesinden ötürü derin bir nefes alırken yaşadığı durumu hissedebilmiştim.
Tecrübeden.
Ellerini daha sıkı tuttuğumda başını kaldırıp bana bakmıştı. Yüz ifadesi oldukça gererken beni başını iki yana sallamıştı. Ellerimi çekip ayağa kalktığım esnada bir anda bileğimden tutup çekmesiyle kendimi kolları arasında bulmuştum.
"Gitme."
Başını gömmüştü omzuma. Söyleminden gözlerimi kapatıp dudaklarımı birbirine bastırsam da titrek bir nefes almama engel olamamıştım. Elim saçlarına yönelirken daha da sıkı sarmıştı kollarını bedenime.
Biri gelmezdi umarım şu anda. Gelse de şahsen umrumda değildi.
"Asıl... Sen gitme."
*****
Ertesi sabaha çok da uyuyamama rağmen zinde başlamıştım. Günümü kahve ile aydınlatırken ilk işim Sefa'nın odasına gitmek olmuştu. Beni gördüğü anda gülümsemeye başlamıştı.
"Prestijini göster herkese bugün." dedim koluna vurarak.
"Bugün benim günüm. Yeyyy!" dediğinde tavrına gülmüştüm.
Ama nedensizce dediğine çok da inanmamıştım.
Kıvançların odasına gittiğimde odada tek başına oturan Kıvanç'ı gördüğüm anda kaşlarımı çatmıştım.
"Günaydın." dediğimde bana bakmıştı tebessüm ederek. İçeri bakındığımı fark etmiş olacak ki ayağa kalkmış ve kapıya gelmişti.
"Yok. Çok geç geldi herhalde dün. Uyumamış olma ihtimali bile çok yüksek." dediğinde derin bir nefes almıştım.
Adımlarım hızlıca terasa yöneldiğinde terastan çıkarken görmüştüm.
İç açıcı olmayan ifadesi ile birlikte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Standing Next to Me (Masterchef All Star)
Genç Kurgu"Kaldığımız yerden devam mı ediyoruz yoksa bittiğimiz noktadan yeniden mi başlıyoruz..?" Masterchef All Star 2023 kurgusudur.