tightrope/tonight is the night i die

208 19 11
                                    

Haftayı ilk etapta 2-0 olarak tamamladığımızda her şeyin güzel bir şekilde ilerleyeceğini düşünmüştük, tüm olanlara rağmen. 1 Sayı vermek sorun olmazdı, haftayı galip kapatmıştık neticede. 

Ama işler düşündüğümüz gibi ilerlememişti ne yazık ki.

Takım kaybettiği anda dokunulmazlığımı koruyup bireysele kalmamak istesem de bunu başaramamıştım. Takım kaybettiği anda Kerem ve Tanya aday olurken bireyselde bocalayan taraf ben olmuş ve ilk defa potaya yuvarlanarak düşmüştüm.

Üstelik Keremli bir potada.

Kafam allak bullaktı son günlerde. Güç desem ayakta duracak mecalim kalmamıştı. Uykusuzluğum hat safhadaydı, adaletsizlikle kapışır ölçütte.

Niye ayakta duruyordum bilmiyordum. Tek bildiğim fiziksel olarak ayakta göründüğümdü. Ruhum çoktan çökmüştü bir yerlere. Ya da her adım attığım yerde bir parçasını bırakıyordu.

Bölünmüş, parçalara ayrılmıştım tam anlamıyla.

İlk turda yarışırken bir nebze de olsa iyiydim. Yapabilirdim. Bu benim ilk potam olabilirdi ama daha öncesinde birçok zorlukla baş etmiştim. Bununla da edebilirdim. İlk potamda bocalayamazdım.

Kendimi motive etmeye çalıştıkta, her adımda her bir motivasyon bana negatif bir şekilde geri dönmüştü. 

Aynı şekilde Kerem'e de.

Kalmıştık beraber ikinci tura. Stüdyo hazırlandığı esnada Kerem oldukça rahattı. Ben ise... Nasıl hissettiğimden emin değildim.

Boşluktaydım, tek bildiğim buydu.

Stüdyo hazırlandıktan sonra içeri geçmiştik. Yapacağımız tabak Danilo şefe ait bir tabaktı. İtalyan mutfağı... 

Kerem... Başarabilirdik... Öyle değil mi..?

Verilen bir saat nasıl geçmişti bilmiyorum. Tek bildiğim zor geçmediği idi benim açımdan. Ama kafam o kadar doluydu ki bir şeyleri hesaplayıp durduğumdan zor geçmedi diye düşünsem de mutlaka eksiklerimin olduğuydu.

Benim için yolun sonuydu bu anlaşılan.

Arkamda yer alan Kerem'e döndüğümde tatlı bir tebessümle bana bakarken görmüştüm kendisini. 

"Kerem kaçar."

"S-saçmalama." Sesimin titremesi beklemediğim şeyler arasında yer alırken biraz daha konuşursam ağlayacağımı o anda fark etmiştim. Kaşlarım anında çatılırken Kerem yavaşça elini omzuma yerleştirmişti.

"Köpüğüm olmadı."

"Bu o kadar-"

"Diğerlerinden bahsetmiyorum bile." 

Soramadım kendisine, neden bu kadar rahatsın diye. Konuşmaya başladığım an, kaşlarımı çatsam bile dudaklarım titremeye başlıyor, ardından ağlamaya başlayacağımdan emin oluyordum kendimce. 

Tadım sırası bittiğinde şefler kendi arasında konuşurken kafamdan bir şeyler geçirmemeye çalışıyordum, ne mümkün.

Öne çağırıldığımızda bunun bir son olduğunun farkına vara vara gitmitştim. Esra abla, Dilara, ben ve Kerem sıralanmış bir biçimde birinciyi beklerken şefler birincinin Dilara olduğunu söylemişlerdi. 

Bu tablo beni şaşırtmamıştı.

Kerem'in ufak kaçamak dokunuşları dikkatimi düşüncelerimden koparsa da ambiyanstan kaçıramıyordum kendimi. Savaşacak gücüm yoktu burada kalsam da. Gitsem de üzülmezdim.

Standing Next to Me (Masterchef All Star)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin