hall of fame

345 28 36
                                    

Olaylı bir günün ertesi gününü daha sakin geçirebilmek adına güne yine erkenden, yoga matım ve teras manzaramla başlamıştım. Bu sefer zamandan haberdar olarak 1 saatlik meditasyon ardından matımı toplasam da terastan çıkmamış ve bir süre manzarayı seyretmiştim. Atlasam ne olur senaryoları kurup aşağı eğildiğim esnada kapının açılmasıyla bakışlarım kapıya yönelmişti.

"Düşersin Allah korusun ne yapıyorsun?" Kerem binbir telaşla yanıma gelirken Kıvanç gülerek ona bakıyordu.

"Bir test ettim ya, düşme senaryoları da kuruyordum. Baksana sen de." Dediğimde başını iki yana salladı cevap vermek yerine.

"Öğrenci kabul eder misiniz dersinize hocam?" Dediğinde Kıvanç gülmüştüm. Beraber yoga yaptığımız zamanlarımız çok olmuştu. Gözlerim anında diğer öğrencimi aramıştı, Tolgayı.

"Tolga eksik... Onsuz olmaz." Dediğimde Kıvanç gülerken Kerem'in gerginliği anında bize geçmişti.

O anda hatırlamıştım geçen günü, terasta manzaraya bakmak yerine tersine duruşunu. Fark etmemiştim ancak şu anda daha iyi anlıyordum.

"Sen yüksekten korkuyorsun..."

İtiraz etmesini ya da mantıklı bir açıklama sunmasını beklerken birkaç adım daha geriye atmıştı. Gergin ortamı bölen şey de sanki ondan bahsedildiğini duyup da gelen Tolga olmuştu.

Kendi kendimize takıldıktan sonra birkaç kişinin daha gelmesiyle içeri geçmiştim, geçerken Kerem'i de yanıma almayı ihmal etmemiştim.

Odama girdiğimizde oturmasını işaret ettikten sonra ben de karşısındaki yerimi almıştım. Masamın üzerinde duran sürahiden bir bardak su doldurup kendisine uzatmıştım.

"Merak etme kullanmadım bardağı." Uzatırken kurduğum cümleden sonra teşekkür ederek almıştı bardağı. Eski yerimi aldıktan sonra derin bir nefes alıp yüzüne bakmaya başlamıştım.

"Seni anlayabiliyorum." Dediğimde tereddütle bakmıştı bana.

"Verdiğim yaygaralı tepkiden ötürü mü?" Dediğinde gülümsemiştim.

"Hem o ama parçaları birleştirince çözdüm. Geçen gün manzaraya ters durman gibi. Hatırlarsan salıncakta oturduğumuzda senin sallamanla durdurmuştum salıncağı. Sallantıdan çok korkuyorum ben de. Çok detay vermedim ama 99 depreminden kalma..." Sesim git gide alçalırken oturduğu yerden kalkıp yanıma gelmişti.

"Bunu daha doğrusu bunları... Konuşmak için daha uygun bir gün seçebiliriz en azından dokunulmazlıkların olmadığı bir gün." Dediğinde ses tonundaki sakinlik yüzünden tebessüm etmiş ve yavaşça koluna doğru yaslanmıştım.

"Biliyor musun..? Korkularını öyle çok dile getirebilen birisi değilim çünkü korku boyutu... Korku gibi de değil benim, fobi, belki de ötesi."

"Tahmin edebiliyorum..." Aramızda süren tek tük kelimelerden oluşan cümleleri bölen şey Barbaros'un bağırış çağırış odaya girmesi olmuştu. Bizi görmesine rağmen bağırmasından hiç de ödün vermeden devam etmişti tezahüratlarına. 

"Galiba kaptanımız Barbarosmuş." dediğimde gülmüştü Kerem. Ardından içeri dalan Sefa olunca aynı şekilde Barbaros'un bağırmalarına eşlik etmişti.

Sıradan bir mavi takım günü.

Stüdyoya geldiğimizde düello yapacağımızı anlamıştık sıralamalardan. Yerlerimizi alırken yanıma denk gelen Tahsin'i görünce her şeye rağmen el sıkışmıştık. Tahsin'i sevmiyor değildim ama bermudada yer aldığı için ve ilk izlenimlerden ötürü huylandığım noktaları hala mevcuttu.

Standing Next to Me (Masterchef All Star)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin