angel

396 36 56
                                    

"Biraz konuşalım."

"Ne hakkında ve neden?" dedim kapıma gelen Dilara'ya bakarak. Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini devirmemek için zor durduğuna yemin edebilirdim o anda.

"Bunun hakkında. Aramızın artık bu şekilde olmasını istemiyorum." dediğinde tek kaşımı kaldırmıştım anında.

"Neden? Sergen öyle istedi diye mi?" dedim kollarımı kenetlediğim esnada. 

"Alakası yok." Ani çıkışı, değişen ifadesi görmek istediğim şey olduğundan tebessüm etmiştim.

"Eminim öyledir ancak biz o aşamayı çoktan aştık ve geçtik. Aramız iyi olamaz bizim. Dar görüşlü, katı bir insan olarak nitelendirebilirsin beni ancak o kadar şey yaşadıktan sonra birilerinin bir şey demesiyle, gelip samimiyetsiz bir konuşma ile ara falan iyi olunmaz. Bu benim düşüncem, tercihim. Birileri ile kötü olup bir anda ya da birkaç gün sonra canım cicim problemimiz kalmadı adlı takılmalarda bulunamam. Şimdi bana 'Ama Sergen ile düzeldin.' diyebilirsin. Düzelmedim. Hakkındaki fikirlerimin değişmediğini her seferinde söyledim. Onunla birbirimizi ite kaka konuşabiliyoruz ama seninle direkt olarak kavga ediyoruz Dilara. Kıyaslama yapmak için tenezzülde bulunma." 

Dediklerimi sindirebildikten sonra başını aşağı yukarı salladı bir müddet.

"Büyüklük bende olsun o zaman ama benim seninle problemim yok bilesin. Kavga yaratmaya çalışan da sensin ayrıca." dediğinde kahkaha atmıştım kendimi tutamayıp.

"Dinime küfreden müslüman olsa."

"Gerçekten şurada adamakıllı konuşma yapmak istiyorum ama senin sığlığın yüzünden yapamıyoruz!" Beklediğim o performans gelirken kendisinden sakin bir biçimde bakmaya başlamıştım yüzüne.

"Kıvanç gerçekten çok haklı, sosyal medyadan fazlasıyla etkileniyorsunuz." dediğimde bir şeyler mırıldana, söylene söylene gitmişti.

Bu neyin şovuydu gerçekten şimdi?

Ne yaptığına anlam verememiş bir biçimde odadan çıkmış ve terasa yönlendirmiştim adımlarımı. Bir şekilde modumu düşürmeyi başarmıştı her zamanki gibi. Kendi istediğinden gelmiş de miş miş de.

Ne gerek var şimdi?

Gün batımını izleme kararı aldığımda terasın kapısının gürültülü bir şekilde açıldığını duyunca gelenin Kerem olduğunu anlamıştım. Gülerek arkamı döndüğümde kapıya tuhaf bakışlar attığını görmüştüm.

"Senin olduğunu anlamak için görmeye bile gerek yok." dedim gülmeme devam ettiğim esnada. Yanıma geldiği esnada kapıyı işaret etmekten geri de kalmadı.

"Kapıya çarptım ya açarken." dediğinde başımı iki yana sallayıp gülmeme devam etmiştim. Adımlarını yanımı bulduğunda tekrardan gün batımına dönmüştüm. Gün batımına bakmak yerine tam tersini yapmıştı. Mermere arkasını yaslamış, ellerini de sabitlemişti mermerin kenarına.

"Neden tartıştınız?" dediğinde derin bir nefes almıştım.

"Benimle arasını düzeltmek istediğine karar vermiş 8. haftada." dediğinde kaşlarını çatmıştı.

"Ne alaka tam olarak?" dediğinde omuzlarımı silkmiştim.

"Kendi fikri olduğunu düşünmediğimden bilemeyeceğim. Fikri ortaya atana sormak lazım."

"Ondan da gerçek yanıt gelmeyeceğinden." dediğinde başımı aşağı yukarı sallamıştım. Daha sonra gün batımını izlemek yerine duruşumu kendisinin yaptığı gibi yapmıştım.

Standing Next to Me (Masterchef All Star)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin