not strong enough

277 25 24
                                    

Ertesi gün oyuna geldiğimizde ortamımızdaki gerginlik yüz metre öteden bile hissedilirdi. Hafiften tartışmalı olanlar, birbirine trip atanlar, gerilmek için fırsat kollayanlar...

Kırmızı takım olarak bu hafta gerçekten ciddi anlamda zorlanıyordum. Konuşmama kararı almıştım Sergen gibi ama bunu yanlış haftada almıştım, besbelli.

"Kerem bu hafta takım kurarken uyumlu olduğunuzdan falan bahsetmiştin. O kadar uyumlusunuz ki uyumlu bir şekilde kaybettiniz. Kaybetmeye alışık olmayan Nesil bile uyum sağladı, bir tek Esra çıkıntılık yaptı." dediğinde Somer şef karşı takım da dahil herkes gülüşürken acınacak halimize neden gülündüğünü sorguluyordum kendi kendime.

"Kaptan uyumdan kastettiğimiz şey gerçekten bu muydu?" dedi Mehmet şef de.

"Yani tabii ki bu değildi. Uyumlu bir şekilde kaybetmek yoktu aklımda. Potaya gittim zaten Esra'ya da teşekkür ederim uzatmadan potaya gönderdi. Rahatlamış hissediyorum kendimi. Sonunda bir pota göreceğim ben de. Onun haricinde takım kötüydü, maalesef. Birkaç şey de anlaşmazlık yaşadık, bunlar tabaklara yansıdı. Herkes düne göre birazcık daha motive. Dilara hariç sanırım."

Son açıklamasına isteğimin dışında gülerken elimle ağzımı kapatmıştım çünkü açıkçası bunu demesini hiç beklemiyordum.

"Dilara zaten çok motive edildi." dedi Danilo şef.

"Onun da takıma sırt çevireceğini düşünmüyorum ben, görülmüş şey değil." dediğinde Kerem'i sorgulayan bakışlar attıktan sonra başımı iki yana sallamıştım.

Suyuna gitme. Sen boğulursun. 

Dilara'ya gerekli sorular sorulurken bir soru da bu takımdan ümitli olup olunmadığı olmuştu.

"Yani kurulurken çok doğru bir enerji ile kurulduğumuzu düşünmüyorum. Kaybedersek de kaybedelim diye kurulmuş bir takım sonuçta. Baştan kaybetmeyi kabul etmiş birçok insan olduğunu düşünüyorum takımda."

"Öyle düşünen var mı sizin takımda?" dediğinde Danilo şef kimseden ses çıkmadı. 

"Karşımda şu var bu var o yüzden ben yemek yapmayayım diye düşünenler de var."

"Bence isim vermelisin çok açıklayıcı olmadı." dedi Kerem oldukça sakin bir şekilde.

O kadar tepkisiz durmaya çalışıp olduğum yerde kendi kendime tepki veriyordum ki. Sadece karşı takım görüyordu bunu şefler fark etmiyordu çünkü kendimi Keremle kamufle etmeye çalışıyordum.

Dilara isim vermemeyi tercih etse de en sonunda Eda ablanın ismini söylemişti. Gerekçesi de karşıda Tahsin ve Hasandan çekindiği yönündeydi. Onlardan çekindiği için tatlı almak istemediğini söylemişti.

En sonunda bu cümleye gülerken bulmuştum kendimi. 

"Bazen bu yarışmada yok sayıldığımı düşünmeden edemiyorum." dedim en sonunda sesli bir biçimde. 

"Yani daha dün ilk kez bu takım halinde yemek yaptık ve Eda'ya böreği veren bendim, Eda istemedi diye bir şey söz konusu değil çünkü ilk söylediğim şeydi hatta Eda ve Esra börek sizde diye." dedi Kerem bunun üzerine.

"Tatlı almak istemediğimi söyledim ben bugün de girerken buraya çünkü takımda çok başarılı bir yarışmacı var bunu da kanıtladı bence beni de yenerek. Konuştuk, hallettik Nesil ile sorunumuzu da o yüzden böyle rahatça konuşabiliyorum Hasan ve Tahsin den çekindiğimden falan değil yani.  Takmışlar Eda ablalarına. Dilara bütün dokunulmazlık oyunlarında bireysel oyunlarda hep tatlı yapıyor, dondurma yapıyor. Tatlılarda çok başarılı, ödül de aldı. O zaman Dilara'yı görelim bir kere de o tatlı alsın hele ki dün Nesil'in de dediği gibi Ömür şef zamanında onlara gösterdiyse bu tatlıyı neden atlayıp almadı?" 

Standing Next to Me (Masterchef All Star)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin