Aniden açılan kapının sesiyle kendimize geliyoruz.
Dudaklarımda takılı kalan ama çıkamayan küfürle kaldırıyorum başımı. Kucağımdaki, büyük patrona yakalanmış olmanın verdiği huzursuzlukla kalkıp bir anda yok oluyor. Az önce çığlıkları odayı dolduran o değilmiş gibi büründüğü bu utangaç kız tavırları ise canımı sıkmaya yetiyor.
İki yüzlü insanlardan nefret ederim.
Hele ki kadınlardan!
Yeni bir sekreter bulmak farz oldu..
Babamın onaylamayan bakışları eşliğinde önümdeki koltuğa yerleşmesini beklerken onu izlemenin bana bir faydası olmayacağını anlıyorum ve odadaki telefona sarılıyorum. Babam elindeki kalemi döndürmekle meşgulken, az önceki sarışının hesabı mükemmel işleyen finans bölümüm tarafından kesiliyor.
...
Şirketle ilgili bilmem ne dosyalarından bahsederken gözüm bir anda kolumdaki saate takılıyor. Bu saate bakmak bile beni mutlu ederken ders saatinin sonuna geldiğimizi gördüğümde aceleyle toparlanıyorum.
Babam o dosyalarla ilgili konuşmaya tek başına da devam edebilir.
Ama Hera bekleyemez.
Hera, hepimizin hayatına bomba gibi düşen, elimizden tutup ayrı ayrı hepimizi ayağa kaldıran o mucizevi yaratık.
Dünyada hiçbir kadına güven olmayacağını bilememe rağmen, bunun aksinin var olduğunu her seferinde yüzüme çarpan varlık.
O benim gülen yüzüm..
Hera, benim aydınlık tarafım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
FanfictionAslan. Seninle gelmemi ister misin?" Sorduğum soru yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeye neden oldu. Bana dayanamıyordu bunu tabii ki de biliyordum. Onun üzerindeki sakinleştirici etkimin farkındaydım ama bu kendime sakladığım küçük bir sırdı. Şim...