Bölümün geciktiğini biliyorum. Bunun için özür diliyorum ancak benim için bu bölümü yazmak çok zordu. Daha ilk bu kitabın fikri aklımda dolaşırken yazmayı düşündüğüm sahneydi son sahne. O
yüzden biraz da heyecanlıyım açıkçası. Daha fazla uzatmadan gidiyorum .
Mutlu kalın (:
♥️Yazar
Kilit kodunu girdikten sonra titreyen elleriyle açma tuşuna bastı. Yarın gece burada olacağını sanıyordu. Muhtemelen şu sıralar uykusunun en derin noktasında olmalıydı. Bu kadar heyecan genç yaşında kalbini durdurmazsa iyiydi.
Kapı sorunsuz bir şekilde açıldığında sessizce içeriye süzüldü Asaf. Karanlıkta gözü Hera'nın bayılarak aldığı kırmızı kanepeyi yokladığında sessiz bir nefes verdi. En azından burada uyumamıştı. O kadarcık yere sığmaya çalışırken her yanı tutulacaktı durduk yerde. Yarın akşam önemliydi. Mezuniyet balosunda kendi tasarladığı o elbisenin içinde süzülerek dolanabilmesi için bu akşam iyi dinlenmeliydi.
Neyse ki küçük kadını sözünü dinleyip yatak odasında uyumayı kabullenmişti.Üzerindeki ince ceketten kurtulup gömleğinin kol düğmelerini çıkardı. Yavaş yavaş yürürken Hera'nın yastığa dağılan ve izlerken kendinden geçtiği o mükemmel saçlarını hayal etti. Kalbinin çarpıntısının arttığını hissediyordu Asaf Aslan. Birkaç adım sonra kapıyı aralayacak ve en çok göğsünde dağılmasını sevdiği o saçları görecekti.
Yüzünü kaplayan gülümseme ile sessizce açtı kapıyı. Odayı kaplayan büyük pencerelerden süzülen ay ışığı yatağı bütünüyle aydınlatıyordu. Normalde bundan hiç hoşlanmayan kadın şu anda bundan rahatsız olacak gibi değildi. Asaf'ın kaşları hızla çatılırken yutkundu.
Hera o ay ışığından rahatsız olamazdı zira Hera yatakta değildi!
Asaf hızlı adımlarını banyoya yöneltti ama içinde bir yerlerde kadının orada olmadığını iyi biliyordu. Oysa birkaç saat önce kadının yatmak üzereyim dediğini hatırlıyordu. Nitekim kapıyı açtığında boş banyo ile karşılaştı. Asaf'ın adımları diğer odaya yönelirken Hera'nın daha önce o odaya girip girmediğinden bile emin değildi. Yine de baktı. Asaf'ı karşılayan yatak odasından ya da banyoda farklı bir görüntü değildi.
Eli hızla iki günlük sakalının arasına girerken hızlı adımlarla salonda attığı cekete gitti. Telaşla arayıp bulduğu telefondan Kehribarım yazısına dokunup bekletmeden kulağına götürdü. Karşısına çıkan mekanik sesle kaşları mümkünmüş gibi daha da yaklaştı birbirine. Hızlı adımlarla kapıya yöneldiğinde bu sefer de rehberden Sevilay'ın ismini bulmaya çalışıyordu.
Asansörden inip otoparkta koşar adımlarla arabasına yönelirken dördüncü defa çalan telefonun yine açılmayacağını anladığında bir küfür savurdu. Emniyet kemerini taktığı gibi gaza dokunan adamın rotası Sevilay'ın eviydi.
Mutlaka bir şey olmuştu. Yatacağım dedikten sonra Sevilay'a gittiğine göre kızın başında bir bela falan olmalıydı. Yoksa Hera kendisine haber vermeden böyle bir şey yapmazdı.
Çok emin olmadığı adresi zar zor bulduğunda saatin gece yarısını çoktan geçtiğini önemseyecek durumda değildi Asaf. Koşar adım apartmanın kapısına gidip Sevilay'ın ismini zilden buldu ve elini dahi çekmeden zile basmaya başladı. Aradan geçen beş dakikanın ardından kapının da açılmayacağını anladığında terbiyesiz bir küfür savurdu. Eli hızla saçlarının arasına geçtiğinde ilk önce hastanelerden mi yoksa karakollardan mı başlasa sonuca daha hızlı ulaşacağını düşünüyordu. Arabasına bindiğinde gecenin başından beri ilk kez aklına gelen şeyle gözlerini kıstı. Ne olur ne olmaz diye aldığı numaranın üzerine dokunduğunda bir yandan da eğer Hera onunlaysa vereceği tepkiyi tartıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
FanfictionAslan. Seninle gelmemi ister misin?" Sorduğum soru yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeye neden oldu. Bana dayanamıyordu bunu tabii ki de biliyordum. Onun üzerindeki sakinleştirici etkimin farkındaydım ama bu kendime sakladığım küçük bir sırdı. Şim...