Gözlerin Ağaçlara Karıştı

806 66 6
                                    

Aynada kendime bakıyorum ve saçlarımı toplamaktan vazgeçiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynada kendime bakıyorum ve saçlarımı toplamaktan vazgeçiyorum. Her zaman sorunsuzca şekle girip beni asla uğraştırmasalar da bugün sinirimi bozmakta kararlılar. Belki de ben sinirimi onlardan çıkarıyorumdur.

Neden sinirliyim biliyor musunuz?

Çünkü bugün pazar!

Ve saat henüz dokuz!

Ben ise aynanın karşısında hazır ve de nazır bir şekilde dikiliyorum.

Hepsi Aslan'ın suçu.

O gün beni eve atıp, -yalnız gerçekten atıp- şu saçma gökdelenine gittikten sonra bir süre ortalarda görünmedi. Ben ise annemin ve teyzemin ısrarlı aramalarına asla cevap vermeyen adamı aramak gibi bir hataya elbette düşmedim. Zira bu ortadan kaybolmasının sebebini iyi biliyordum. Ben olsam, ben de çok kızardım. Haklıydı yani. Kim isterdi ki boş boş beklemeyi ki söz konusu Asaf Aslan'dı.

Tekstil devimiz bu sabah ortaya çıktı nihayet. Ancak asla istemediğim bir şekilde ve asla istemedim bir saatte. Bundan bir saat önce kollarımdan sarsılarak uyandırıldığımda Aslan beyimiz tepemde dikilmiş, nefret ettiği cibinliğimi toparlamaya çalışıyordu. Ciyaklamak suretiyle ellerini kıymetli tüllerimden uzaklaştırdım ama aynı taktik onu odamdan uzaklaştırmaya yetmedi ne yazık ki. Ona sabahın köründe benden ne istediğini sorduğumda omzunu silkip araba kullanacağız demişti.

Evet, bunu sabahın köründe yapmalıydık. Çünkü canlarım, Aslan'ın kıymetli arabasının öğleden sonra uykusu falan geliyordu sanıyorum. Gerçekten, bu adam bazen sabrımı zorluyor!

Ayağıma giydiğim siyah spor ayakkabıların bacıklarını bağlayıp turuncu trikomu düzeltiyorum. Nisan ayının ilk günleri ile güneş de sevimli bir hale bürünse de bu adamın beni nereye götüreceği pek belli olmadığından bu uzun kollu şeyi giymek durumunda kalıyorum. Son kez aynadan kendime baktığımda göğsümün üzerindeki As yazısı yüzümün aydınlanmasına yetiyor. Piç kurusu sinirimi bozsa da efsane bir tasarımcı. İşin kötü tarafı, bunun o da farkında.

Odadan çıktığımda normalde Aslan'ın beni beklediği duvarı boş bulunca, sıkılıp gittiğini düşünüyorum. Yani umarım öyledir. Yatıp uyuduysa onu ellerimle boğarım uykusunda!
Temkinli adımlarla merdivenleri inmeye başladığımda salondaki seslerden annemlerin de uyanık olduğunu anlıyorum.

"Günaydın sevgili ailem!"

Sesime hepsi dönüp bana gülümserken en yakınımda duran kız kardeşim Azra'yı omuzlarından tutup kendime çekiyorum ve yanağına sulu bir öpücük bırakıyorum.

"Canım ablam! Duydum ki Asaf abimle dolaşmaya çıkıyormuşsunuz! Ben de mi sizinle gelsem acaba?!"

Aslan'a benzeyen renkli gözlerini kırpıştırarak yüzüme bakan Azra'ya hayır deme ihtimalim pek olmuyor tabii ki. Aslan'ın da uyumadığını ve buralarda bir yerlerde olduğunu öğrenmek içimi rahatlatırken, evet demek için açtığım ağzım benden önce konuşan adamla kapanmak zorunda kalıyor.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin