Evleneceğim Kız

919 73 0
                                        

Derin derin nefesler alarak geçirdiğim dakikalar birbirini kovalarken Sevilay nihayet sıkıldığımı anlamaya başlıyor. Burhan'ın kolları arasından çıkıp önündeki kitaba yöneliyor. Sınavda çıkacak konuları işaretleyip masanın üzerinden Burhan'a doğru itiyor.

"Hadi canım sen git bizim için de birer fotokopi çektir."

"Tamam hayatım. Sen de gel istersen."

İstediğini biliyorum ama bana dönen bakışları eğer bu masadan kalkarsa başına gelecekleri haykırdığından Sevilay usulca başını sallıyor.

"Ben biraz yorgunum hayatım. Sen git gel beş dakika."

Burhan en fazla yarım saat sürecek ayrılıkları için hızlı bir öpücük konduruyor Sevilay'ın başına ve bana da gülümseyip arkasını dönüyor. Burhan'ın dönüşüyle masanın üstünde duran kalemi alıp Sevilay'a fırlatıyorum.

Omzuna çarpan kalemle hülyalı bakışlarından sıyrılabilen sevgili arkadaşım hemen toparlanıp kaşlarını çatıyor.

"Napıyorsun Sahra ya!"

"Sen napıyorsun asıl be! Mıç mıç mıç karşımda! Mecbur muyum ben sizi izlemeye!"

Çarık kaşları anında düzelip yüzüne alaycı bir gülümseme yerleşiyor Sevilay'ın ve arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştiriyor.

"Seni tanımasam kıskandın diyeceğim Sahra?"

"Hıhı evet! Çok kıskandım. Kıskançlıktan orta yerimden ikiye ayrılmak üzereyim hatta! Lan iyi ki bir sevgili yaptın. Yüzünü göremiyorum artık!"

"Kendini benim yerime koy Sahra! Kaç zamandır uzaktan uzağa bakıyorum ben bu adama! Düşün ki Meriç ile böyle bir şey yaşama fırsatı geçti eline -ki bence geçmese daha iyi- sen ne yapardın? Sevilay canım arkadaşım mı derdin?"

Ben de arkama yaslanıp Sevilay'ın söylediklerini dinliyorum. Sanırım hayır. Kesinlikle öyle yapmaz, Meriç Meriç diye ölürdüm! Yine de bu onu haklı çıkaracağım anlamına gelmiyor elbette ki!

"Yalnız bu cümlede eksik parçalar var hayatım. Farkındaysan, yanımda bir Meriç yok!"

"Bence olmak zorunda da değil zaten. Gözünün içine bakan taş gibi bir adam varken, senin burda başka birinin hayalini yaşatman bana hep saçma gelmiştir yani!"

Aslan'dan bahsettiğini bildiğimden hemen gardımı alıp dikleniyorum Sevilay'a.

"Bu söylediğin şey o kadar saçma ki! Kuzeniz biz bir kere!" Sevilay gözlerini devirip ciddi misin sen bakışları atarken ben de konuşmaya devam ediyorum. "Ayrıca o adam benim gözümün içine bakıyorsa eğer bunun kesinlikle gözümü oymak için olduğunu sana daha önce de söylemiştim."

Sevilay söylediklerimin tamamını kulak ardı edip fotokopiden gelen sevgilisine bakarken benim de aklım dört beş gün öncesine gidiyor. Hasan Baba'nın yanına gittiğimiz o akşam yaşadığım saçma şey.

Aslan o an ne düşündüğümü bilseydi  utancımdan ölürdüm herhalde. Nasıl öyle bir şey düşünebildim, nasıl öyle bir şey geçti aklımdan hala bilmiyorum. Anlık bir şeydi evet kesinlikle bunun bilincindeyim ama çocukluğumdan beri bir arada olduğum adama bir şeyler hissedecek halim yok!

Çok ayıp ayrıca da!

Sinek kovalar gibi elimi yüzümün önünde sallayıp el ele kumsala çıktığımız görüntüleri gözümün önümden silmeye çalışıyorum. Bu sırada kantine giren adamla bütün her şey kendiliğinden uçup gidiyor zaten.

Meriç ile kafede oturup proje hakkında konuştuğumuz ilk günün dışında, telefon haricinde hiç yüz yüze görüşmedik. Ancak bu devirde en büyük adım olan sosyal medya olayını halletmiş bulunmaktayız. Aklınıza gelebilecek her türlü sosyal mecrada takipleşiyoruz artık. Üstelik ilk teklif de ondan geldi, bunu söylemeden geçemeyeceğim.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin