Ne Renksiz Bir Ruj

712 59 0
                                    

Asaf Aslan

Güneş göz kapaklarımı zorlayınca mecburen aralıyorum. Aynı anda kafatasıma indirilen korkunç darbelerle karşı karşıya kalıyorum. Bok vardı bu kadar içecek!

Ellerim başımın etrafına çöreklendiğinde neden bu kadar içtiğimi hatırlamaya çalışıyorum. Bölük pörçük anılar dolarken zihnime o piç kurusunun gözleri geliyor aklıma. Muhtemelen Hera'nın da vurulduğu sıçtığımın gözleri!

Hera..

O adama bakarkenki hali..

Yine de eksik. Ben ona, onun o ite baktığından çok daha güzel bakıyorum. Görmüyor. Sanki beni görmemek için yemin etmiş gibi. Bana bakıyor, dokunuyor öpüyor ama beni görmüyor!

Öpüyor?

Yatakta oturup çıplak sırtımı soğuk başlığa yaslıyorum. Gözümün önüne bölük pörçük görüntüler doluyor. Sahi ben ne zaman yattım nasıl çıkardım üzerimdekileri. En son Ahu buradaydı.

Siktir Asaf!

Gerçekten anlaşma aşamasında olduğum bir kadınla yatmış olamam değil mi! Aceleyle üzerimdeki örtüyü kaldırıyorum ve çok şükür pantolonumun olduğunu görüyorum. Ama, ıslak bir pantolon.

Neden ben bu ıslak pantolonla yattım ki?
Bir süre gözlemi kapatıp düşünmeye zorluyorum kendimi ama beynime saplanan acılar engel oluyor buna. Tam bu sırada içeriden gelen kırılma sesi ile zıplıyorum yerimden.

Tam yataktan kalkmak için hamlede bulunacağım sırada duyuyorum sesini. Ömrüme ömür katan o sesi. Hera..

Ne yapıyor burada?

"Sevilay ağzına s- ağzını seveyim Sevilay! Geleceğim diyorum ya çatladın mı! Kapat şu telefonu ya kapat!"

Sevilay ile konuşuyor telefonda. Biliyorum bu kızı. Hera'nın tek arkadaşı neredeyse. Bana hasta olduğunu söylememe gerek var mı? Ama bu kız beni çok düşündürüyor. Sanki anlıyor Hera'ya olan hislerimi. Aklım çıkıyor gidip bir şey söyleyecek diye. Hoş söylese bile Hera ikna olmaz ya, neyse.

Hera ne zaman geldi ki buraya. Ahu vardı en son. Duşa girdim galiba.

Siktir!

Duşa girdim. Herayla!

Üzerimdeki örtüyü atıp hızlı adımlarla yürümeye başlıyorum odada. O az önce aklıma gelen şeyler, Ahu ile değil, Hera ile mi yaşandı!

Ö-öptüm mü onu!

Kendimi boş bir çuval gibi bırakıyorum yatağın üzerine. Sağ elimin işaret parmağı dudağımın üzerinde dolaşırken gözlerim kapanıyor kendiliğinden. Lisedeyken bile hissetmediğim bir heyecan kaplıyor bütün vücudumu. Birkaç derin nefes çekiyorum içime ama nafile. Sakinleşemiyorum bir türlü.

Emin olmak için ayağa kalkıp çıkıyorum odadan. Banyoya giriyorum. Kapıyı kapatıp yaslanıyorum ve tam karşımda duran küvete bakıyorum.

Dün akşamın bütün izlerini seriyor bana sanki küvet. Islak tek bir yeri kalmasa da tavandaki o kocaman başlığın dün ikimizi birden nasıl ıslattığını hatırlıyorum. Kollarından tutup kendime çekişim ve dudaklarına kapanışım..

Ne kadar bekledim, ne kadar uzun süre!

Musluğu en soğuk tarafına getirip üç beş kere yıkıyorum yüzümü. Çenemden vücuduma damlayan sular getiremiyor beni kendime. Islak ellerimi ensemde birleştiriyorum ve yüzümü kaplayan gülümsemeye en gel olamıyorum.

Öptüm onu!

Öptüm onu!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin