Evet arkadaşlar kısa zamanda bölüm yayınlamaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz. Güzel bi bölüm olacağına inanıyorum. Ve karşınızda Bora Duran-Sen de gidersen ile yeni bölüm.
Kerem'in ağzından
Gözlerimi açtığımda kaldığım odadaydım. Başucumda Enis vardı. O anda doğruldum ve herkesin beklediği o soruyu sordum : "Nerdeyim demeyeceğim ama neden burdayım, ne oldu bana? " Enis bulunduğu koltuktan kalkıp yanıma oturdu ve : "Abicim derdin neydi de o kadar koştun? Seni o zaman ... dan beri bu kadar kötü gör ... memiştim. " dedi ve başını öne eğdi. Pot kırdığını anlamıştı ama biraz geç olmuştu. Ben de biraz sinirlenerek : "Ne zamandan beri Enis, ne zamandan? Sena öldüğünden beri mi? Ha Sena öldüğünden beri mi?" dedim . Gözlerimden yaşlar birer birer dökülüyordu. Enisse beni gördü ve önce biraz durdu sonra : "Evet Sena öldüğünden beri. O zaman da böyle kendini öldüresiye koşmuştun. Peki niye koştun şimdi?Sezen'e aşık olamaz mısın ki? Kerem artık yeter Sena öldü! Ölene kadar onun yasını tutamazsın." dedi.
İnsanlar birisi öldüğünde neden onun yerine başkasının gelmesi gerektiğine inanırdı ki. Mesela Mona Lisa tablosunu düşünün o eskidi diye o tabloyu yeniden yapmak mantıklı mıdır sizce? Ya da içinizdeki boşluğu doldurmak adına bir başka kişi mi lazımdır illa? O boşlukla mutlu olamaz mı insan? İnsan ilk aldığı nefesi unutabilir mi mesela ya da ilk dizinin kanayışını? Unutamaz değil mi? O zaman ben nasıl ilk nefesimi, ilk kalp yaramı unuturum. Bu ona ihanet olmaz mı? Bu düşünce bile beni kahretmeye yetti. Erkekler ağlamaz derler ama yüreğim yanarken gözyaşlarımdan başka bi su söndüremiyor ki içimdeki yangını.
Ben de ağlayarak : "Evet biliyorum tamam mı? O öldü! Bunu benden iyi kimse bilemez. Keşke her şey bir oyun olsa... Şimdi çıksa gelse sarılsa, öpse... Sadece bir kere... Sonra gerekirse beni terk etse... Benimle olmasa ama yine de yaşasa ben onu uzaktan da izlerim, ben onu uzaktan da severim. Birini sevmek için illa ona dokunabilmek ya da yanında olmak mı gerekir? O yokken bile atmaz mı kalp onun için? Kalp uzaktan da sever . Ama son bi kez kokusunu içime çeksem veda etsem ona. Bir veda bile edemedim ben ona Enis. Kollarımda can verdi.Ya ben onu hala çok seviyorum. Başkasına aşık olmuş olabilme düşüncesi beni mahvetti. Olmaz Enis olmaz! Ben ona ihanet ediyomuşum gibi hissettim. Ben onu bu kadar severken ona ihanet etmiş gibi ya da edecekmiş gibi hissettim. Olmaz Enis olmaz ben ona bu kadar aşıkken Sezen'e aşık olamam." dedim.
Enis bana sımsıkı sarıldı ve : "Tamam sakin ol. Belki de bunu Sena istemiştir. Artık onu unutman için sana Sezen'i göndermiştir. Ne kadar düşüncelidir benim yengem bilmiyor musun? Hem ondan hoşlanıyor olman Senayı artık sevmediğin anlamına ya da onu unuttuğun anlamına gelmez ki. Sadece yokluğuna alıştığın anlamına gelir." dedi. Bunu duyunca ben Enis'ten ayrılarak : "Beni korkutan zaten yokluğuna alışmak Enis. Ben de bunu istemiyorum." dedim. Bunu duyunca Enis şaşkın gözlerle bana bakarak sordu : "Eee peki o zaman ne yapacaksın?" dedi. Ben de ayağa kalktım ve kendimden emin bi şekilde : "O evden ayrılacağım hem de bir an önce..."
Sezen'in ağzından
Donuk beni eve bıraktıktan sonra ortalıktan kayboldu. Ben o zaman kendimi iyi hissetmediğim için direk odama çıkıp yatmıştım. Anca 2-3 saat sonra kendime gelebildim. Kendime geldiğimde donuğu aradım ama hizmetçiler evde olmadığını beni bırakıp gittiğini söylediler. Ben de direk odama giderek telefonumu aldım ve donuğu aradım. Ama açmadı. Ben de tekrar aradım sonra tekrar tekrar ve yine tekrar ama açan olmadı . Başına bir şey mi geldi diye düşünmeye başladım. Sonra aklıma msj atmak geldi ve birkaç msj attım. Aslında bir iki sayılmaz. En az 50 tane msj atmışımdır. Ama napiyim yani? Bir insan hiç mi düşünmez. "Aaa ben tek başıma yaşamıyorum başkalarıyla yaşıyorum beni merak eden olabilir." Ama yok düşüncesiz, duygusuz herif. Yok haksızlık etmeyim, duygusuz değil ama o da benim gibi gösteremiyor. Hem duygusuz olsaydı uzun zaman önce ölen sevgilisini çoktan unutmuş olurdu. Ama Sena Sena diye koca adam oturdu ağladı. Offf olsun yine de duygu da bir yere odaklı. Donuk işte adı üstünde ne olacak? Ama nerde bu donuk ya diyip kendimi yatağa fırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Sefer Olmaz
Teen FictionHayat dediğimiz şey hep bir şeylere olmaz diyerek ya da şüpheyle yaklaşarak geçirdiğimiz bir döngü değil miydi zaten? Acılar yaşadığımız, ihanetlere uğradığımız bir daha yapmam desem de yine aynı şeyleri yaptığımız bir kısır döngü değil mi? Her şeyi...