Okulumun açılmasına az kaldı. Hukuk okuduğum için çok fazla bölüm yazabilme fırsatım olmuyor açıkçası o yüzden olabildiğince tatil içinde bölüm yayınlamaya çalıştım. Bu bölümde bazı ayrıntılara yer vereceğim. Çünkü bir yazar var ki benim anlatmak istediğim bir takım şeyleri çok güzel anlatmış. Bu yüzden bana yalnızca ekleme yapmak düşer. Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorum ve vote yapmayı unutmayalım lütfen. Desteğiniz benim için çok önemli çünkü.
Hala Seni Özlüyorum-Redd /Model-Pembe Mezarlık/ Hasretinle yandı gönlüm-Edip Akbayram
Sezenin ağzından
"Peki sen onun için ne kadar ileri gidebilirsin? Onun için elini kirletip kendi ayaklarınla o bataklığa girmeyi göze alabilir misin? Unutma eline çamur bulaşmadan o çömleği yoğuramazsın!" demişti Tuğra. Sözleri ok misali kalbime nişan aldıktan sonra içeri geçmiş beni de biçare burda bırakmıştı. Kalbime nişan aldığı oklar kalbimdeki et parçalarımı lime lime etmiş, söylediği cümleler birbir yüreğimi oturmuştu. Kan revan içinde kalan kalbim yine bi bilinmezlik içinde an be an kan kaybetmeye devam ediyordu. Bilinmezliği de beraberinde getiren sözler kara bulutlar misali üzerime çökmüş benim de dünyamı karartmaya başlamıştı.
"Bataklığa batmayı göze aldım" demişti. Bu da ne demekti şimdi? Aklımdan binlerce kötü senaryo geçiyordu. Bataklık tabirini neye yormalıydım acaba? Bataklık derken karanlık işlere mi bulaşmıştı acaba Kerem Tuğra da susmuş ya da ona yardım ve yataklık mı etmişti yoksa tefeciden borç almış bataklığa böyle batmış, babasına söyleyememiş Tuğra mı kurtarmıştı onu bu borç batağından? Ama bu onun en karanlık tarafı olamazdı ki?
Çok filmvari olsa da birinci ihtimal bile ikincisinden daha olası gelmişti. Ama yine de Donuğun Karanlık işlerle alakası olabileceğine ihtimal veremiyordum bu işte başka bir şey olmalıydı. Donuk bu mevzudan hiç bahsetmemişti.
İlahi Sezen neden bahsetsin ki yani? Sen olsan yakın gördüğün insanlara karanlık tarafını gösterir miydin? Ne diyecekti çocuk Sezen "Ya Sezen benim şöyle şöyle karanlık şeylerim var beni seveceksen bunlarla sev beni böyle kabul et!" mi diyecekti? Hiç sanmıyorum. Ayrıca Tuğraya bir konuda katılıyorum Kerem kartlarını açık oynamıyor kesinlikle.
Aha ben de diyordum ki uzun zamandır iç ses yok ortalıklarda nereye gitti acaba ama şom ağızlılık yapmışım işte? Yani Sezen sanane de mi ne diye kendinle cebelleşip iç sesini tekrar ortaya çıkartıp konularına meze ediyorsun hiç yani!
Yok Sezencim öyle şey mi olur? Ne mezesi! Sen iste ben hep gelirim. Sen yeterki beni iste diğer kılkuyruğu çağırma sakın!
İç ses sus bak gelir şimdi bi de o kadar kafa karışıklığım içinde sizin kavganızla uğraşamam. Madem geldin bir el at da akıl ver bana. Bu bataklıktan kastı ne olabilir bu Tuğranın?Hah işte böyle bana gel sen. Şimdi bi düşünelim: "Bataklığa batmayı göze aldım ve karanlığı ben gördüm, sen elini ne kadar kirletebilirsin, o çömleği elini kirletmeden yoğuramazsın" gibi ifadeler var elimizde. Aşama aşama gidecek olursak bu konuşma neyden peyda oldu ona bakmak lazım.
Biz tabu oynarken Vicdan kelimesi geldi, ben de gündemden gidersem çabuk bulur diye düşünüp bi örnek verdim. Hah işte tamam bu örnek üzerine geldi bu konuşma. Demek ki bu konuyla ya da buna benzer bir konuyla alakası olabilir mevzu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Sefer Olmaz
Teen FictionHayat dediğimiz şey hep bir şeylere olmaz diyerek ya da şüpheyle yaklaşarak geçirdiğimiz bir döngü değil miydi zaten? Acılar yaşadığımız, ihanetlere uğradığımız bir daha yapmam desem de yine aynı şeyleri yaptığımız bir kısır döngü değil mi? Her şeyi...