Olayın üzerinden bir gün geçmişti ve ben bir gündür donuğu hiç görmemiştim. Sesi soluğu da çıkmadığı için belki bir umut gitmiştir diyerek çatı katına yani donuğun odasına çıkmıştım. İçeride olmadığını düşünerek pat diye kapıyı açmıştım ki bir de ne göreyim, donuk karşımda yarı çıplak bir şekilde duruyor. Onu görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı ve ben hemen arkamı dönmüş " Özür dilerim ben.." demiştim. Tam bu sırada lafımı bitirmemi beklemeden gömleğinin düğmelerini ilikleyerek dolabına ilerledi ve : "Çok etkilendin herhalde. Bu kadar utandığına göre" deyip sinsi bir kahkaha attı.
Ben de "Hay...yır...hem sen utandığımı nere...den çıkardın" dedim. O da :"Çünkü yanakların kızardı ve şimdi de kekeliyorsun. Utanmış olsan da çok hoşuna gitmişe benziyor ama ne yazık ki artık dönebilirsin, işim bitti. Bu arada sen çok mu özledin beni de bir gün geçti hemen buraya damladın. Hem ben seni uyarmıştım sakın bana aşık olma diye... Cık cık şimdiden başladın mı... Aaa yapma böyle ama ben senin abin sayılırım." diyip yanaklarımı sıktı. Ardından deri ceketini almak için askıya yöneldi, ben de o sırada sinirlenerek "Hiç de bile, ben senin içeride olduğunu bilmiyordum. Bir gündür senden ses seda çıkmayınca belki de gitmişsindir de bura bana kalmıştır diye düşünerek buraya çıktım." dedim.
Bunu duyunca "Aaa...Bu hiç olmadı durum düşündüğümden de vahimmiş baksana şimdiden beni merak etmeye başlamışsın." dedi ben de kollarımı belimin iki tarafına koyarak :"Hiçte bile bir kere sen benim tipim bile değilsin.Ne olmuş devasa kasların, kumral saçların, kapkaranlık bir geceyi andıran siyaha çalan kapkahverengi gözlerin varsa. Çok sıradan ayrıca ben... Ben... maviye çalan ela gözlü erkeklerden hoşlanırım. Ama hoşlansam dahi asla onlara aşık olmam. Yani anlayacağın sen zerre kadar beni etkilemiyorsun." dedim.
Yalan söylemiştim ela gözleri sevsem de mavi itici gelirdi bana. Ben kendimle hesaplaşıyordum. O sırada Donuk: "Demek öyle.Tamam o zaman kusura bakma. " dedi. Onun bu kadar çabuk pes etmesini beklemiyordum. Biraz şaşırmıştım bu yüzden. Ben tam o sırada öyle şaşkın şaşkın bakarken arkasına dönmüşken birden bana doğru yaklaştı ve beni çatı katının duvarına yapıştırdı. Kolunu boynuma koydu ve kaçmamı engelledi.Nefes alıp verişim hızlanmıştı, kafasını biraz daha bana yaklaştırdı. Onun kafasını yaklaştırmasıyla istemsiz olarak gözlerimi kapamıştım. Ama kafamı kenara çekmemiştim. Gözlerimi bir süre kapalı tutmuştum ki Donuk bana "Gözlerini açabilirsin." demişti. Gözlerimi açtığımda bana "Hala etkilenmediğini mi söylüyorsun?" deyip beni kenara ittirerek kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Bense öylece dizlerimin üzerine çöküp kalmıştım.
"Kimdi ya bu adam, neden girmişti ki hayatımıza neden ya?" diyerek bir süredir uyuşmuş olan dizlerimin üzerinden kalkıp o odadan çıkmıştım. Daha babamın gelmesine iki gün vardı ve ben bu iki gün nasıl sabredeceğimi bilemiyordum. Hizmetçilerden birisi odama meyve getirmişti. Hizmetçiye bunu kimin gönderdiğini sorduğumda bana "Kerem Bey gönderdi efendim. Kendisi bir süreliğine dışarı çıktı ve size bir not bıraktı. Hemen meyve tabağının yanında. " dedi ve kapıyı kapatıp odadan dışarı çıktı.
Yaptığını telafi etmeye mi çalışıyordu şimdi o. "Oh ne ala önce kır dök sonra tatlı yiyelim tatlı konuşalım de." deyip meyve tabağını bir kenara ittirmiştim. Ama sonrasında dayanamayıp notu elime almıştım. Notu açtığımda aynen şu yazıyordu:
"Kusura bakma, aşkına karşılık veremesem de sana bir tabak meyve verebilirim diye düşündüm ve haber veriyorum bir süreliğine şirkete gidiyorum. Neden mi haber veriyorum? Sana karşılık veremem ama haber verebilirim. O da beni iki dakikada bir özleyip kendi üzme diye. Ne de olsa imkansız bir aşk bu. Neyse sen bayılmadan ben kısa keseyim. Akşama görüşürüz bayan platonik. :-)" demişti. O kadar sinirlenmiştim ki kendime tutamadım. Hıçkırıklara boğulmuştum. Ya o kimdi de bana böyle davranıyordu? Kimdi ya... kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Sefer Olmaz
Teen FictionHayat dediğimiz şey hep bir şeylere olmaz diyerek ya da şüpheyle yaklaşarak geçirdiğimiz bir döngü değil miydi zaten? Acılar yaşadığımız, ihanetlere uğradığımız bir daha yapmam desem de yine aynı şeyleri yaptığımız bir kısır döngü değil mi? Her şeyi...