🍂🍂🍂
Bu bölüm başlığını kaç seferdir atıyorum ama içeriği değişip duruyor istemsizce. Ama bu sefer yazacağım artık bu bölümü. Olayların akışını bu ara ayarlamak çok zor. Kurguyu ne hızlı ne yavaş götürmeye çalışıyorum. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. Birkaç bölümdür Kerem, Sezen ve Mert üzerinden gidiyoruz bu bölümde başka karakterlerin üzerinde de duracağım. Başka sırların da yavaş yavaş çözülmesi gerek sonuçta değil mi? Şarkıları sırayla dinlemeyi unutmayın!
🍂🍂🍂🍂Sezen Aksu-Git
Sezen Aksu-Gidemem
Emre Aydın-Git"Bekle" dedi kadın.
Kokunu içime çekmeme az kaldı.
"Bekle"dedi kadın.
Senin ben olmana az kaldı.
Yattığımda sen kalktığımda sen...
Günümde tek düşündüğüm şey sen...
Beni görmüyorsun. Buz gibi bakışların var bana.Herkese iyi bir bana kötüsün sanki.
Sanki dünyanın en büyük suçunu ben işlemişim ve onu da sana işlemişim gibisin.
Davranışların değişiyor günden güne.
Dengesizleşiyorsun her an biraz daha.
Anlayamıyorum seni, kafandan geçenleri...
Allak bullak ediyorsun ruhumu.
Canımı yakıyor ama yakmamışsın gibi canım hiç yanmamış gibi yapıyorsun.
Ve buna rağmen her gün biraz daha çekiliyorum sana.
Vazgeçmek için çok geç pes etmek içinse çok erken henüz!'Kartalsan sığırcık gibi davranmayacaksın.Kartalsan kartal olacaksın.
Bir kartalın kanatları kırılırsa sığırcıktan daha aşağı olur. Çünkü hiçbir ehemmiyeti kalmaz. O yüzden kanatların kırılana kadar devam et kanat çırpmaya.
Ve unutma kartalken sığırcık olmaya çalışma!' "-Sezen
Sezen ve Kerem temsili
Sezen'in ağzından
Elimde bir mektup üzerimde gece 12' de paçavraya dönüşecek bir kıyafetle külkedisi masalının sindirella olmaya çalışan karakteri gibi davranıyordum. Aklımın iplerini salmıştım büsbütün ve sadece koşuyordum. Kendi doğum gününden kaçan tek masal karakteri de bendim galiba. Üzerimdeki kıyafetle prenses izlenimi yaratsam da içimde şoför Nebahat olduğu bir gerçekti.
Doğruya doğru, ben ne kül kedisiydim cam ayakkabılarından medet umacak ne de pamuk prensestim cadının her oyununu kanacak... Ben güzel ve çirkin masalındaki Güzel de değildim, Kerem'i çirkin olmakla suçlasam bile... Ben masallara inanmayıp en gerçekçi hikayeyi yazacak senaristtim. Şu zamana kadar hep kuralları başkası koymuştu bana ise oynamak kalmıştı.
Taksiye bindiğimde topuzumu açtım. Saçlarımı salık bırakıp arkadan küçük bir tokayla tutturdum. Sonra telefonuma gelen mesajı şoföre gösterip hikayemize bir şans daha vermek için yola çıktım. Kafamı pencereye koyup mektubun okumadığım kısımlarını okumaya başladım. Zaten kesit kesitti. Bana söyledikleriyle uzaktan yakından alakası yoktu. Sanki rol çalmaya çalışmış da yüreği el vermemişti. Bana karşı söyleyeceklerinde Kerem'in sözleri olsun istemişti. Belli ki bu mektubun üzerine daha çok deneme yapmıştı. Ama bu mektup da o kadar anlamlıydı ki her dizesi bunu belli ediyordu. Her dizesi beni gerçekten sevdiği hissini fısıldıyordu kulağıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Sefer Olmaz
Genç KurguHayat dediğimiz şey hep bir şeylere olmaz diyerek ya da şüpheyle yaklaşarak geçirdiğimiz bir döngü değil miydi zaten? Acılar yaşadığımız, ihanetlere uğradığımız bir daha yapmam desem de yine aynı şeyleri yaptığımız bir kısır döngü değil mi? Her şeyi...