İki Yabancı

899 1K 391
                                    

Evet sevgili Bu Sefer Olmaz ailesi okul da başladığından bölüm yayınlamam biraz uzayabilir. Şimdiden anlayışınıza sığınıyorum. Kafamda kurguya dair bir yığın fikir var ama tarafımı seçmekte zorlanıyorum. Bakalım sizle beraber ben de nasıl şekilleneceğini göreceğim. Şimdi daha fazla gecikmeden sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Desteğinizi esirgemeyin lütfen.
🔥🔥🔥
Teoman-İki yabancı
Gönül Yazar-Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar(Sezen dertler sofrasına geldiğinde)

 🔥🔥🔥Teoman-İki yabancıGönül Yazar-Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar(Sezen dertler sofrasına geldiğinde)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Altemur'un ağzından

Hayat insanı değiştiriyordu. Bir zamanlar sevmediğimiz şeyleri sonradan sever hale gelebiliyorduk. Hiçbir şey kesin değildi aslında hayatta. İnsanoğlu değişmez deseler de değişiyordu. Değişmek zorundaydı.
Zaten hep demezler mi "değişmeyen tek şey değişimin kendisi diye". Ne kadar da haklı bir söz esasında. Ben değişmiştim işte. Eskiden sevmezdim karı da kışı da. Soğuğu sevmediğimdendi belki. Ne zaman bir parça kar tanesi düşse omzuma öfkeyle dolardı sanki içim. Çünkü kış uykunun mevsimiydi. Ölümün ayak seslerini taşırdı içinde. Mezar gibi örterdi doğanın üstünü. Sessiz, ıssız, nefessiz bırakırdı her yeri. Yalnızlığın mevsimiydi kış. Her şey kabuğuna çekilirdi o geldiğinde. Bir rüzgar eserdi yaprak dahi kıpırdayamazdı. Mevsimlerin azrailiydi kış. Tırpanıyla hayatı biçerdi.

Kışın soğuğu, doğanın giderek çıplaklığa bürünmesi doruk noktasına ulaştıkça, farkında olmadan biz de o ıssızlığı giyinmeye başlıyorduk, koyu renk bir kadife ceket gibi ruhumuza. İnsanı düşünmeye zorlardı kış. Unutmaya çalıştığın şeyleri ayazıyla yüzüne vururdu. Hatırlamanın mevsimiydi kış.

Bu yüzden kızardım kışa. İnsanın ruhunun koşumlarını ele geçirirdi çünkü. Tüm çabanla inşa ettiklerini tek hamlesiyle yıkardı. İnsana aslında kim olduğunu hatırlatırdı. Kendiyle baş başa bırakıp boş bir odaya hapsederdi. Kendinle olan kavganı başlatıp kenara çekilirdi.

Şimdi düşünüyorum da uykuda olduğumdan dolayı sevmezdim belki de kışı. Herkesi uyutup benliğimi uyandırdığından düşmandım belki de ona. Kendimle yüzleşecek cesareti bulamadığımdandı belki de öfkem. Halbuki ne yersizmiş bu öfke. İnsanın ruhunu temizleyen bir mevsimmiş meğerse kış. Şimdi yürümekten nefret ettiğim sokaklarda kar tanelerini kucaklayarak yürüyorum. Ellerim üşüse de umursamıyorum. Ruhumun sıcaklığı ısıtıyor çünkü beni. Bakış açını değiştirmek ufkunu değiştirmekmiş meğerse. Değişim beraberinde güzel şeyleri de getirebiliyormuş.

Düşüncelere dalıp yürüyüşümün tadını çıkarırken fark etmeden birinin huzurunun kaçmasına sebep olmuştum. Birine çarpmamla elindeki kağıtlar havaya uçmuştu. Yüzümde mahcubiyetim, içimde sebebini anlayamadığım bir huzursuzluk oluşmuştu. Yardım etmek için harekete geçtiğimde beresinin altından hafifçe çıkan saçlarının yüzünü sakladığı kadın, çoğunu toplamıştı bile. Sonuncuyu en azından alıp kendisine uzatmak için harekete geçtiğimde. O da kağıda yönelmişti. O anda ellerimiz buluşmuştu birkaç saniyeliğine.

Bu Sefer OlmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin