Mantı dediğinde aslında Fan Wu She'yi cezalandırmak için söylemişti, çünkü bütün mantıları ona sıktırmıştı. Cezalandıracağını söylerken gerçekten de şaka yapmıyordu, yemek yedikten sonra Fan Wu She'ye bir de Cennet Efendisi Sarayı'nın yerlerini dip bucak silme cezası verdi.
Fan Wu She, Xie Bi An'ın cezasını duyduğunda kulaklarına inanamıyordu, "Yerleri silmemi mi istiyorsun?"
"Cennet Efendisi Sarayı küçük değil. Bu yüzden bir iki gününü alır." dedi Xie Bi An gülümseyerek, "Efsun kullanman yasak."
Fan Wu She'nin dudaklarının köşesi seğirdi ve bir süre hiçbir şey söylemedi. Bir zamanlar Jiuzhou'yu fetheden, hayalet diyara diz çöktüren Yüce İblis eline bir bez alıp yerleri mi silecekti?!
"Bu seferlik küçük bir ceza verdim. Ama bir daha Shixiong'unu dinlemezsen ve pervasızca hareket edersen, gelecekte Cennet Efendisi Sarayı'nda yapacak çok işin olacak."
Bo Zhu boş bir kova ve bez parçaları getirdi, içinden oh çekiyormuş gibi görünüyordu, "Arka bahçeden su çek. Senin için beş tane bez hazırladım, yeterli olacaktır."
"........"
Fan Wu She'nin o gönülsüz bakışlarını görünce Xie Bi An, Shixiong olmanın ne kadar eğlenceli olduğunu düşündü. Ve sıcak bir şekilde gülümsedi, "Shizun Jiuyou'da devriyeye çıktı. Akşam geri döndüğünde, senin için iyi bir kılıç isteyeceğim."
Fan Wu She, Xie Bi An'ın gitmek üzere olduğunu gördü, "Nereye gidiyorsun?"
"Kılıç pratiği yapmaya."
"Jiang Qu Lian'ı tek başına ziyaret etme."
"Pekala, yerleri temizlemeni bekleyeceğim."
İkisi Fan Wu She'nin yanından ayrılıp dışarı çıkmışlardı. Bo Zhu, Xie Bi An'ın kolunu tuttu ve neşeyle sordu, "Beyaz Usta, akşam hangi lezzetli yemekleri yapacaksın?"
"Az önce kahvaltı yaptık. Daha şimdiden akşam yemeğini mi soruyorsun?"
"O zaman, öğle yemeği için ne yapacaksın?"
"Şey...Sebze bahçesine gidip bir bakalım."
Fan Wu She ikisinin arkasından bakarken düşüncelere dalmıştı. Dage'sı on dokuz yaşındayken, o Bo Zhu ile aynı yaştaydı. Yani on-on bir yaşlarındaydı ve vücut şekli de onunla aynıydı. Demek başkalarının gözünden böyle görünüyorlardı...
 ̄
Zhong Kui, Cennet Efendisi Sarayı'na döndüğünde, yine alkol kokuyordu ki, bu hiç şaşırtıcı değildi. Daha kendisi gelmeden kahkaha sesi duyuldu, "Ji Kang iyi bir kavanoz şarabı saklamıştı ve onu kandırıp şarabı aldım, hahahaha, çok mutluyum."
Ji Kang, Merkezi Hayalet İmparator'du ve Zhong Kui gibi, Guijiangyu Şarabı'na bayılırdı. Bu yüzden Zhong Kui ne zaman Jiuyou'yu teftiş etmeye gitse, onunla her zaman içki içerdi.
ÇN: Tarçınlı bir şarap. Daha önce sıcak şarap içtiyseniz tadı ona benziyormuş djshs
Xie Bi An gülümsedi, "Shizun güzelce içti mi?"
"Müthişti."
"Shizun, bu öğrencinin rapor etmesi gereken bir şey var."
"Yarın konuşalım."
"Şimdi söylemek istiyorum."
Zhong Kui iki öğrencisine baktı ve gözlerini hafifçe kıstı, "Siz ikiniz bir şeyin mi peşindesiniz?"
"Shizun, Shidi'nin kılıcı kırıldı, ona yeni bir kılıç vermelisin."
"Kılıcı mı kırıldı? Ne oldu?" dedi Zhong Kui, zaten normalde de kolayca sarhoş olmazdı ama bu kelimeleri duyunca hemen ayılmıştı. Çünkü bir efsuncunun kılıcı yalnızca bir silah değildi; efsuncunun iradesini de temsil ediyordu. Kılıç başka biri tarafından kırılırsa, bu sahibini küçük düşürürdü. Ayrıca, kötü şans getirdiğinden de bahsetmeye bile gerek yoktu.