☯︎ 43. Bölüm ☯︎

33 5 0
                                    

Zong Zi Heng, Zong Zi Mo'yu arka bahçede buldu.

Uzaktan Zong Zi Mo'nun saray hizmetçileriyle cilveleşip gülüştüğünü görebiliyordu. Ses dalgalanarak uzaklara erişiyor, kaşlarını çatmasına sebep oluyordu.

Yaklaştığında onun geldiğini fark etmemişlerdi bile. Bir efsuncu olmasına rağmen duyuları son derece körelmişti.

Zong Zi Heng bir kez yüksek sesle öksürdü.

Ancak o zaman Zong Zi Mo onun geldiğini görmüştü. O anda donakaldı ve ifadesi değişti; şok ifadesi utanca, utanç da özgüvene dönüştü. Ardından gülümsedi, "Dage, bu ne hoş tesadüf."

Saray hizmetçileri saygıyla eğildi, "Ekselansları."

"Erdi." diyerek başını salladı Zong Zi Heng. En büyük ağabey olmasına rağmen Zong Zi Mo ile arasında bir statü farkı vardı. Bu yüzden ona hep kibar davranırdı.

"Ah, onlara ruhani güçlerini nasıl kontrol edeceklerini öğretiyordum." diye açıkladı Zong Zi Mo.

Saray hizmetçilerinin ve hizmetkarlarının çoğu yerli halktandı. Eğer efsun yetenekleri olsaydı, hizmetçi olmak yerine çoktan ölümsüz sektlerden birine katılmış olurlardı. Dolayısıyla bu hizmetçilere efsun ile ilgili bir şey öğretiyor olmasının hiçbir imkanı yoktu.

Ama Zong Zi Heng bunu onun yüzüne vurmadı. Zong Zi Xiao'yu eğittiği gibi, bu çapkın ve tembel kardeşini eğitememişti. Yaşları yakın olduğu için, küçükken beraber oynasalar da büyüdüklerinde aralarına bir mesafe girmişti.

"Erdi, seni bir sebepten ötürü görmeye geldim."

"Hepiniz geri dönün." dedi Zong Zi Mo.

Zong Zi Heng, Zong Zi Mo'ya baktı ve aniden her ikisinin de Wuji Sarayı'nda olmasına rağmen altı aydır birbirlerini görmediklerini fark etti. Yetişkin olduktan sonra yalnızca konumlarından dolayı değil, aynı zamanda yaşam tarzları birbirinden farklı olduğu için yabancılaşmışlardı. Aslında bu kardeşi kötü biri değildi ama çapkın olduğu için ona tahammül edemiyordu.

Zong Zi Heng daha ağzını açmamıştı ki Zong Zi Mo panikle söze girdi, "Dage, neden beni görmeye geldiğini biliyorum. Sen gelmesen de ben sana açıklamaya gelecektim."

"...."

"Hua Yu Xin meselesi değil mi?" dedi Zong Zi Mo utanmış bir ifadeyle, "Aslında ben gerçekten de üç yıl önce Jiaolong Meclisi'ndeyken Genç Hanım Hua'ya ilk görüşte aşık oldum. Bunu İmparatoriçe'ye, yani anneme de söyledim. O zamanlar ikimizin de evlilik için çok genç olduğunu söylemişti. İki yıl sonra...konuşup bir karara varacaktık. Böyle olmasını hiç beklemiyordum."

Zong Zi Heng sessizdi.

"Dage, şu anda mazeret uyduruyormuşum gibi görünebilir. Ama bunların hepsi doğru. Ben onun da benimle evlenmek istediğini söylemedim. Ama annem de Genç Hanım Hua'yı seviyor...İmparatoriçe'nin nasıl biri olduğunu bilirsin, onu ikna etmesi çok zor." dedi Zong Zi Mo, konuştukça daha da mahcup görünüyordu.

O sırada Zong Zi Heng, Zong Zi Mo'nun yalan söyleyip söylemediğinden emin olamıyordu. Üç yıl önce, onun ve Hua Yu Xin'in Jiaolong Meclisi'nde karşılaştığı doğruydu. Ayrıca her zaman şehvetli biri olmuştu. Annesinden korkuyor olduğu da doğruydu. Ama Li Xiang Tong'un, Hua Yi Xin'i gerçekten sevip sevmediği muallaktaydı.

Li Xiang Tong'un güçlü kişiliği baz alındığında, eğer bir şeyi gerçekten istiyorsa üç yıl boyunca sessizce bekleyememesi gerekirdi. Huaying Sekti'nden olan kişiler sürekli evlilik için görüşmeye geliyorlardı. Gelecekteki gelininin başkası tarafından kapılmasından tedirgin olmuyor muydu? Zong Zi Heng durumun annesinin dediği gibi olmasından, yani Li Xiang Tong'un onları çekememesinden korkuyordu.

Wu Chang Jie 无常劫 [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin