Zong Zi Heng konuk evine döndüğünde, Huang Hong ile Huang Wu'nun kapıyı koruduğunu gördü ve onlara doğru sorgulayıcı bir bakış attı.
"Ekselansları," dedi Huang Wu, "Dokuzuncu Ekselansları evde surat asıyor ve dışarı çıkmayı reddediyor."
Zong Zi Heng sıkıca kapatılan kapıya baktı ve yumuşak bir şekilde iç çekti. Gitmeden önce ona karşı çok sert konuştuğu doğruydu ama Zong Zi Xiao da büyüdükçe daha inatçı biri olmaya başlamıştı. Eğer şimdi doğruyla yanlışı ayırt etmeyi öğrenmezse bu ileride daha da büyük bir problem haline gelebilirdi.
"Ekselansları, içeri girip bakmak istiyor musunuz?"
Zong Zi Heng bir süre tereddüt ettikten sonra başını salladı, "Onu Daming'e geri götürün."
Huang Hong güçlükle gülümsedi, "Dokuzuncu Ekselansları bizimle gelmiyor."
"O halde ona göz kulak olun. Buradaki işleri hallettikten sonra eve döneceğiz."
"Emredersiniz, peki ya Gong Shu Ju..."
"Bu konudan bir daha bahsetme." dedi Zong Zi Heng sert bir ifadeyle.
İki kardeş birbirlerine baktılar, "...Pekala."
Zong Zi Heng, Xu Zhi Nan ve Cheng Yan Zhi'yi görmeye gitti.
Chunyang Sekti'nin öğrencileri gece gündüz vardiyalı olarak konuk evlerinin önünde nöbet tutuyorlardı.
Zong Zi Heng'i gördüklerinde eğilerek selamladılar, "Selamlar, Ekselansları."
"Da Shixiong'unuz nerede? Onu görmek istiyorum."
"Da Shixiong, Cheng Shixiong'un yanında."
"Cheng Zhen Ren uyandı mı?"
Öğrencilerden biri yanıt verdi, "Hayır."
"Bir gidip bakayım."
"Ah, Ekselansları," dedi öğrenci utanarak, "Da Shixiong, kimsenin rahatsız etmemesini...söyledi."
Zong Zi Heng cevapladı, "Sağlığı için endişeleniyorum, ve kendisini yormaması için onu ikna etmek istiyorum ."
Bunu söyledikten sonra birkaç kişinin arasından geçerek doğruca avluya girdi. Öğrenciler onu durdurmaya cüret edemezlerdi, yalnızca birbirlerine bakmakla yetindiler.
Zong Zi Heng, Cheng Yan Zhi'nin odasına yürüdü ve kapıyı nazikçe çaldı, "Xu Dage, ben geldim."
Odanın içinde hiç ses yoktu, fakat güçlü bir bitki kokusu burnuna ilişiyordu.
"Xu Dage?" dedi Zong Zi Heng, kısa bir süre bekledikten sonra tekrar kapıyı tıklattı.
Bir insanın yere düşüşüne benzeyen bir gürültü sesi geldi.
Zong Zi Heng aceleyle kapıyı itti, "Xu...."
Önündeki manzara karşısında donakaldı.
Yere Büyük Ayı Takımyıldızı şeklinde sırasıyla şamdanlar yerleştirilmişti. Onların üzerine de yetişkin birinin bileğinin kalınlığında olan ve parlak bir şekilde yanan mumlar koyulmuştu.
Xu Zhi Nan yere zayıf bir şekilde çöktü ve kısık bir sesle, "Kapat...kapıyı kapat, çabuk." dedi.
Zong Zi Heng kendine geldi ve Chunyang Sekti öğrencilerinin içeri girmesine engel olmak için kapıyı hızla kapattı. Xu Zhi Nan'a yardım etmek için hızlıca yanına gelmek istemişti, ama ayaklarını kaldırır kaldırmaz elbiselerinin biraz rüzgar oluşturacağından korkarak yavaşça yere çöktü—önündeki şeyin ne olduğunu çoktan tahmin etmişti.