'Vuslat!!' ön kapıdan Ece'nin bağrışı gelirken hepsi ayaklanmış Vuslat ise hızlı adımlarlka gelen kıza bakıp kaşlarını çatmıştı.
'Ne oldu Ece?'
'Aras'
'Ne oldu Aras'a!'
'Dün, dün bir telefon geldi, beni eve bıraktı... Vuslat cevap vermedi sabaha kadar, şimdi, şimdi de kapalı telefonu...'
'Sakin ol, bulurum şimdi. Kimin yanına gittiğini söyledi mi?'
'Hayır, ama giderken sinirliydi' diyerek göz yaşlarını tutamayan kıza Buğlem hemen destek olmuştu. Vuslat ise başka bir şey dinleme ihtiyacı duymadan hızlıca şömine yanındaki kasayı açarak silahını almış ve hızla çıkışa ilerlemişti.
'Baba!'
'Göktuğ sahip çık içerdekilere'
'Baba buradan bul'
'Oğlum! Dediğimi yap!' diyerek arabasınba yerleşince Yavuz'a işaret verip Göktuğ'nun eve girmesini sağlamış ardından yola çıkmıştı. İkinci telefonu koltuğun altından çıkarıp Aras'ı aradığında çalma sesi gelmiş, cevap verilmeyince otomatik olarak açılmıştı. Bütün pencereleri kapatıp sesi hoparlöre verdiği gibi dikkat kesildi. Birkaç öksürük sesi haricinde, bir insana ait olabilecek ayak sesleri yankılanmıştı.
'Ne o Aras, abi dediğin adamı öldürmeye kalkmışken seni sağ mı bırakırım sandın? Ama dur... Daha önemli bir şey var, ilk önce koca aileni bir yok edelim demi aslan parçası...'
'Ne diyorsun lan şerefsiz!' Aras'ın inler gibi bağırışı ile Vuslat'ın kaşları çatılmıştı.
'Diyorum ki, nasılsa bir saate herkes orda olur, bende ilk önce onları tavuk gibi kızartır daha sonra seni gebertirim'
'Seni gebertirim lan!'
'Şuan tehtit edecek halde misin Aras?' Vuslat duydukları ile arabayı kaydırarak dönüş yapmıştı. Hala açık olan telefondan gelen seslere bir daha odaklandı.
'Bakalım, gördün mü, abinde evine geldi, e diğerlerini beklemeyelim, sizi halledip sonra onlara bakarız, hele bir girsin evine Vuslat bey.'
'Şerefsiz! Onların kılına zarar gelmeyecek lan!'
'Aaa... Aslında Aras, şu çocuklar kim, onları da öğrenmem iyi olur'
'İbne herif! Nefes aldığına pişman edicem lan seni!!!' Vuslat penceresini açıp Yavuz'a işaret vermişti.
'Buyur abi'
'Evdeki herkesi, acil şekilde çıkar... Panik yaratmadan Yavuz'
'Abi ne oldu?'
'Dediğimi yap, korumalarda gerilesin, hızlı ol' Yavuz adamın gözlerinde gördüğü karartı ile başını sallayıp hızla içeri girmişti. Derin bir nefes alıp salondakilere baktığında bütün bakışların merakla onda olduğunu fark etti.
'Sakin şekilde evden çıkıyoruz'
'Yavuz abi ne oldu?'
'Soru sorma Göktuğ, Vuslat abi bir şey söyleyecek, sakince evden çıkıyoruz' diyerek mutfaktakileri de topladığında kapıyı aralayıp jipteki adama bakmıştı. Önden sakin bir tavırla çıktığında çocuklarda sakince adama ilerlemeye başladılar, Ece'de gözündeki yaşları silip adımlarını hızlandırmıştı. Buğlem ise sakince kapıyı çektiğinde kopan gürültü ile herkes şok içinde arkasını döndü.
'Buğlem!' Vuslat anında kızın yanına koşmuştu. Ağır çelik kapıyı kaldırma çabasına girdiğinde nefesi kesilir gibi olmuştu.
'Buğlem!' sonunda Yavuz'un yardımı ile kapıyı kızın üzerinden çektiğinde kızın kıpırdamayan göz kapaklarına baktı.
'Buğlem, aç gözünü hadi, hadi güzelim' diyerek başını tutmaya kalksa da Yavuz adamı engellemişti.
'Abi boynunda bir problem olabilir'
'Ambulans çağırın' diyerek sıkışan kalbi ile dönmüştü kızın yüzüne. Aklına gelen şey ile derin bir nefes alıp ayaklandı.
'Sakın yalnız bırakmayın, Aras'ı bulacağım' diyerek Yavuz'a emir verici bakışlar atınca adam başını sallamakla yetindi. Vuslat ise hızlıca arabaya yerleşip Eymen ve Yiğit'i aramış ardından teşkilattaki arkadaşına o telefonun numarasını vermişti. Çalan telefon ile arabayı yavaşlatıp derin bir nefes almıştı.
'Buyur Önder'
'Abi, buldum ama işin zor olacak, hat gizli olduğu için tam bir depo söyleyemem. Sanayi bölgesindeler, 112. Cadde, 5. Sokak'
'Peki kullanılma ihtimali yüksek olan depolar hangileri?'
'Sokak başlarındaki iki depo, bir de caddenin tam ortasında 2104 numaralı depo var. Bu üçü abi'
'Tamam Önder' konuşmayı sonlandırdığı gibi gaza asılmış aynı zamanda telefonu yine hoparlöre almıştı.
'Biri hariç kurtuldular be Aras, asıl merak ettiğim Vuslat'ın manyak gibi beni nasıl aradığı, aslında beni de aramıyor değil mi? Tabi seni arıyor ama onun şimdi çıldırmış hallini izlemek isterdim'
'Kim lan! Kime ne oldu!' Aras'ın gittikçe düşen konuşması ile Vuslat saçlarını karıştırıp daha da asılmıştı gaza.
'Bilmem valla, bir kız, ama korkma seninki değil' diyerek kahkaha atan adamın sesi depoda yankılanırken Vuslat sinirle elini direksiyona geçirmişti. Geldiği sanayi bölgesinden sonra cadde ve sokağpı bulmuş ardından geriden üç mekana da bakmıştı. Önünde korumaların olduğu ortadaki depoya ilerledikten sonra derin bir nefes alarak silahının ucuna susturucuyu takmıştı adam. İçeride kaç kişi olduğunu bilmiyordu ama yapacağı bir şey de kalmamıştı. Neredeyse adamlarının %70i yaralıydı, diğerlerini de bu işe sokup kaybedemezdi. Penceresini aralayıp etrafa bakan adamı nişan aldıktan sonra diğerleri ile arasındaki mesafeyi hesaplayıp sırası ile birer kurşun sıkmıştı hepsine. Bu kadar acemi adamlar ile evini uçuran adamın nasıl iş yaptığını merak ediyordu doğrusu. Yavaşca arabasından inerek depoya ilerlediğinde gözlerini sıkıca açıp kapatmış ardından deponun ağır kapısını hızla yitmişti. Bir anda önüne set olan alevlerle derin bir nefes aldı. Arka kapıya ilerliyen bir adam vardı ama koskoca alev halkasının içindeki kardeşini kurtarmadığı sürece o adamın değeri yoktu. Etrafa baksa da söndüreceği bir şey olmadığını görüp kendini ateşin içine atmaya hazırlıyordu ki beyaz toz bulutu ile kaşları daha çok çatıldı.
YvlYQap
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|
Teen Fiction(Şafak Serisinin 1. Kitabıdır.) Vuslat sesizliğinin içine ağırlığını katarak sunuyordu insanlara. O ağzını açtığında kimse konuşamazdı ve o sustuğunda kimse bir adım öne çıkamazdı. Yerini, gücünü, hakimiyetini ve hırsını kaybetmeyen nadir adamlardan...