Bölüm 60 - Season Finale

21.3K 852 48
                                    

Evet... Geldik Sezon Finaline...

Ben bu bölümü yazarken final olarak karar vermiştim ama fikir değiştirdim. Tabi bu fikir değişikliği sonrası girişi farklı yazmam gerek ama size o anda içimden geçenlerle yazdığım final açıklamam ile sunuyorum. Bu arada aslında sezon finalini dün yayınlayacaktım ama 18 saat boyunca THY Atatürk hava alanında bizi mahsur bıraktı. Bilgisayar yanımda olmasına rağmen sinirim tavan yaptığı için maalesef bölüm atamadım. 

Sezon finalinden sonrasını bekleyin... Sizleri seviyorum...

Geçen bölümde söylediğim gibi artık son bölüm, son çırpınışlar, son eğlenceler, son maraton. Bir türlü söylemek istemesem de artık Final bölümündeyiz. Sevenler olmuştur, sevmeyenler olmuştur, belki yarım bırakıp şuan bu duyguları benimle yaşayamayacak arkadaşlar vardır, onlara saygım elbette ki sonsuz...

Aslında Şafak Sökerken'e başladığımda fazla bir umudum yoktu. Hatta doğruyu söylemem gerekirse garanti şekilde on bölüm olmadan hikayeyi duyurmadım bile. Hep aklımda aman Allah'ım nasıl bir ekşın olmalı, Yarabbim nasıl bir dram yaşatmalıyım, Allah'ım nasıl sempatiklik kazandırılır diye düşündüm taşındım, eeee birazda kaşındım. Zor muydu bilmem ama bana gerçekten hayalimdeki aile dayanışmasını hissettirebildi. Sadece bir hikaye, ne kadar içten hissedebilirsin demeniz normal ama benim gözümde bu bir hikayeden çok yeni bir dünya gibiydi. O kadar dünya haline getirmiştim ki artık 'Evet benim Şafak Sökerken isminde bir hayal dünyam var' diyebiliyordum kendi kendime. Yazarken fark etmeden ağladığım bölümlerde oldu, yazdıktan sonra okurken kahkahamı tutamadığım bölümlerde. Hatta emin olun Vuslat'a sigara yaktırırken aynı zamanda benim de sigara yaktığım anlar oldu. 

Hani her insanın içinde bir çok belirsiz hisler yatar ya... Benim için bu hikaye bir insan profiliydi. 

Vuslat hikayenin sert adamı iken bir insanında kalbinin şefkatini oluşturuyordu,

Buğlem sağlam bir kadın iken aynı zamanda satırlar arasındaki gizli kahraman olmuştu,

Aras sevdiği kadınla kavga etse de erkekliğin kuvvetle olmadığını ve adamlığı göstermişti,

Ece deli dolu halleri ile uçarılığı kadar oturaklı oluşunu da katmıştı,

Derya hep sessiz sakin olmasına rağmen anneliğin timsali gibiydi,

Yiğit... Yiğit esprili adam iken içinde yaşadığı o duygusallıkla bütün başkalaşmış hisleri silmişti, 

Eylül sevimliliği, Deniz iyimserliği, Göktuğ abiliği, Göksel hırçınlığı, Taner şımarıklığı, hatta Doğa bile minikliği ile masumiyeti hatırlatmıştı bana... Anlayacağınız ben bu hikayeyi yazarken aslında bir insanın içinde bulunması gereken her duyguyu farklı karakterlerde yaşadım. Yazdıkça içimdeki öfke, sevimlilik, asabi ruh, isyankarlık, duygusallık, uçarılık, masumiyet ve daha bir sürü hissin aslında benliğimde olduğunu hatırladım. 

En önemlisi öyle anlar oldu ki, babasız büyümenin, sıcak bir aile ortamında yaşamamış olmanın acısını onlara yaşatarak çıkardım. 

Şafak Sökerken için son duyuru olacağından bu uzadıkça uzadı, sonu görünmez gibi bir hal aldı ama okuyana da okumayana da teşekkürler. 

                                                                                  İyi ki varsınız...

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin