İlk olarak aşağıdaki şarkı Eylül ve Yiğit'in çıkış şarkıları. İkinci olarak bilmiyorum aranızda kin veya nefret besleyen var mı ama benim Yunan seslerine, kültürlerine ve diline bambaşka bir ilgim vardır. Çok sık yabancı şarkı dinleyen bir insan olmasam da bir Yunan, iki İtalyan sanatçıların çoğu şarkısına kilitli kalırım. Büyük bir de Nikos Vertis seveni olduğumda bir gerçektir. Hatta ingilizceye pek yatkın olmayan dilim Yunanca'yı en rahatından çözmüş olması sevgimden kaynaklı sanırım. Beni vatan düşmanlığı ile yargılamanızı kesinlikle istemiyorum, daha önce olduğu için bunu da eklemek istedim. Her millete saygım vardır ve Ulu Önder Atatürk'ün gençlerinden biriyim, bunu da başım dik bir şekilde her yerde dile getiririm. Size sadece şunu söylemek istiyorum, tabi seçim yine sizin ama geçmişi unutmadan düşmanlıkları da bir nebze en aza indirgemek gerek. Rahatsız olursanız boşuna medyadakini dinlemeyin derim. Hoş ırkçı bir şarkı değil ama ben yine de uyarıyım dedim. Neyse... Gelelim yeni bölüme. Şimdi bölüm sonunda bana isyan edeceğinizi biliyorum o yüzden eğer ki isterseniz bir bölüm daha yayınlayacağım.
'Eğlenmeye devam edelim diye geldik buraya! Hadi ama Yiğit Karahan ve Eylül Karahan bir kez evleniyor!' kızın cümlesi ile Taner elindeki kadehi bara bırakıp anında Buğlem'in kuzani Sevil'i çektiği gibi ortaya çıkmış onun ardından da diğer gençler kuşku etmeden müziğe kapılmışlardı. Bundan sonrası bütün aile için freni olmayan bir eğlencenin başlayışı ve yorgunluğun hissedilmediği kutlamalardan biriydi.
Buğlem gözlerini usulca aralayıp etrafa baktığında ilk kez ondan önce uyanmamış Vuslat'a şaşkınlıkla bakmıştı bir süre. Gözlerini odada gezdirdiğinde kaşlarını çatsa da güvenli bir yerde olduğunu biliyordu. Çünkü en son yorgunluktan gözleri kapanırken Vuslat'ın alkolün verdiği sersemlikle gülerek onu merdivenlerden çıkardığıydı. Ece'de, kendi de içmemişti ama içmiş kadar yorulduklarını da gizleyemezdi kadın. Derin bir nefes alarak adamın yüzünde parmaklarını dolaştırmaya başladığında Vuslat hafifce kıpırdanıp tekrar döndü uykusuna. Buğlem ise şu uykuyu saatlerce izleyebileceğini bilse de adamın çenesine dudaklarını bastırmış ardından usulca doğrulup yanındaki telefonunu alarak saate bakmıştı. Gözleri bir anda açılırken emin olmak için tekrar kontrol etti saati. Gerçekten on ikiye kadar uyumuştu ve hala yatsa uyur gibi hissetmesi doğal mıydı? Vuslat'ı uyandırmamaya dikkat ederek yataktan tamamen kalktığında sessizce odanın kapısını açmış ardından balkon gibi olan yerden dün gece durmaksızın eğlendikleri alana bakmıştı. Gözleri bardaki Can'ı ve Ada'yı bulduktan sonra kızın iki çocukla uğraşına da gülümsemişti.
Çocuklar güvendeyse hiç bir sorun olmadan kocasının yanına dönebilir bu kez Vuslat'ı kendisi uyandırabilirdi. Adımlarını çıktığı odaya yönelterek içeri girdiğinde derin bir nefes alıp geçtiği aynadan kendine baktı. Kıyafetleri bile değişmişti. Omuz silkerek adamın yanına tekrar uzandığında onun masum haline dalıp gitti. Ne kadar gergin ve sinirli olsa da Vuslat'ın nadiren uyuduğu gecelerde yüzündeki bu masumiyet Buğlem'in kalbini derinden feth ediyordu doğrusu. Adamın yüzünün her milimetresini ezberler gibi bakıyor onun uykudaki en saf haline tekrar ve tekrar tutuluyordu. Elini usulca adamın göğsüne yerleştirip destek alarak dudaklarına dudaklarını bastırdığında Vuslat'ın ufak tebessümü ile gülümsemişti.
'Güneşim, hatırlatta her sabah sen uyanana kadar uyuyor taklidi yapayım.' çatallaşmış sesi ile gülerek konuştuğunda Buğlem'de gülüp tekrar dudaklarını o dudaklara mühürlemişti.
'Uyanman gerekiyor.'
'Kötü bir şey var mı?'
'Hayır...' Buğlem verdiği cevapla bir anda Vuslat'ın kolları arasında bulmuştu kendini.
![](https://img.wattpad.com/cover/37061838-288-k400204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|
Teen Fiction(Şafak Serisinin 1. Kitabıdır.) Vuslat sesizliğinin içine ağırlığını katarak sunuyordu insanlara. O ağzını açtığında kimse konuşamazdı ve o sustuğunda kimse bir adım öne çıkamazdı. Yerini, gücünü, hakimiyetini ve hırsını kaybetmeyen nadir adamlardan...