Bölüm 42 - Ölümün Acı Yüzü ve Yeliz

21.9K 898 18
                                    

'Kardeşim' Eymen'in kapıyı çekmesi ile Vuslat adama tekrar seslendiğinde bu kez Yiğit derin bir nefes aldı.

'İyiyim ben abi'

'Yiğit, Yeliz'in ölüm yıldönümü olduğunu unuttuğumu düşünmüyorsun değil mi?' adamın cümlesi Yiğit'te soğuk duş etkisi yaratarak irkilmesini sağlasa da adam susmuştu sadece.

'O zaman niye soruyorsun abi'

'Sen benim kardeşimsin Yiğit, Vedat ne ise sen de osun. Seni böyle görmek, içine kapanışını izlemek, suskunluğun hepsini anlıyoruz ama seni ilk kez takım elbise içinde görüyoruz?' tek kaşını kaldırarak sorduğu soru üzerine Yiğit gülümseyerek elindeki kalemi bırakıp adamın gözlerine bakmıştı.

'Aslında bana da yabancı ama bizimkiler henüz 17 yaşındayken bize 30 larınıza yaklaşınca nerede olmak istiyorsunuz demişlerdi. Yeliz'de kendimi bilmem ama Yiğit'in dar kesim bir takımın içinde sert adamı oynayacağını tahmin ediyorum demişti. Gözünün önünde canlanan beni yaşıyorum abi, bu gün karışmayın olmaz mı, zaten espiri yapacak havamda değilim, size lafta vurmam, sadece bırak akşama kadar burada oturuyum...' gözlerini kaçırarak konuşması Vuslat'ın içine kor olup düşerken Yiğit sadece yüzünü saklamakla yetinmişti. Vuslat ise kardeşi gibi gördüğü içinde deli fırtınaların koptuğunu bildiği adamı bu gün kendi haline bırakma kararı almıştı. Yılda bir kez bir hafta süren Yiğit'in ikizini anma günlerine ses çıkaramazdı. Yeliz onun içinde değerli bir kız olmuştu ne de olsa, onun cıvıl cıvıl halleri, her an kahkahalara hazır olan kafa yapısı, hüznünü bile gülüşlerine gizleyen kızdı sonuçta. Tıpkı Yiğit gibi gülüşü, hiperaktifliği yanında artı olarak çimen yeşili gözleri vardı kızın. Hep bir buğu ile bakan o gözleri Vuslat'ın da unutması imkansızdı kaldı ki Yiğit'in bu günü bir köşeye yitmesini istemek akıl işi olmazdı.

'Bir şeylerle uğraşmak ister misin yoksa oturacak mısın öylece?'

'Benlik bir şey varsa yaparım abi' Vuslat başını sallayarak toğlantı masasındaki telsiz telefonu aldığı gibi şirket laptoplarından ve projelerden birini istemişti. Belki onun anma şekline bir şey diyemezdi ama en azından o hayat dolu kızı sürekli gözlerinin önüne getirerek büyük bir patlamayı engelleyebilirdi. Artık öğrenmişti Vuslat, bu hafta Yiğit dokunsalar sinir krizine girerdi. Gelen bilgisayar ve proje Yiğit'in önüne bırakılırken Vuslat'ta ayaklanarak istediği anlaşma dosyasını aldı.

'Seni yanlız bırakıyım'

'Sağol abi' adamın projeye odaklanan gözleri ile Vuslat'ta derin bir nefes alarak odadan çıkmıştı. Kapıda merakla onu bekleyen gruba bakarak sıkıntılı nefesini hava ile buluşturup hepsinin gözlerinin içlerine baktı.

'Abi, yas tutuğu günleri biliyoruz ama bu Yiğit gerçekten hoş değil' mırıldanan Aras'a başını sallayarak onay verdiğinde hepsi bir tek sorunun cevabını merak ediyordu. Nede? Bu hali nedendi?

'Yeliz zamanında Yiğit'in otuz yaşındaki halini takım elbiseli ciddi bir adam olarak gördüğünü söylemiş ve bu sene Yiğit otuzunda...' sabit tutmaya çalıştığı sesi ile konuşsa da içi alev alevdi Vuslat'ın.

'Yine aynı hafta mı bekliyor bizi?' diyen Ece ile adam başını salladı.

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin