Bölüm 11 - Bir Çeyiz Heyecanı

35.3K 1.5K 19
                                    

Sevgi ve bağlılık bambaşka iken en çokta zarar vermemekti aile olmak.

---

Çatal bıçak sesleri ile gözlerini araladı Vuslat. Başını kaldırıp masaya baktığında Sevda'nın masayı hazırladığını görmüş ve sakince salona göz atmıştı. Kolundaki serumların boşluğu ile kaşlarını çatınca görüş alanında başı koltuğa düşmüş kız girdi. Parmakları arasında ateş ölçer ve diğer elinde beyaz bir havlu vardı. Yavaşca doğrulup göğsündeki acı ile yüzünü buruşturduğunda derin bir nefes aldı. Kızın elindekileri alıp sehpaya bıraktığında yeniden çatılmıştı kaşları. Bu kız sabaha kadar böyle mi uyudu diye düşünürken Canan hanım gülümseyerek yaklaşmıştı.

'Sabaha karşı ateşin çıktı, iyi misin?'

'İyiyim, Buğlem niye odasında değil?'

'Ateşin çıkınca gitmek istemedi, ben kontrol ederim dedim ama inat etti'

'Sabaha kadar burada mı uyudu' Canan hanım başını aşağı yukarı sağlayınca adam şaşkınca bakmıştı Buğlem'e. O kadar sakin uyuyordu ki uyandırıp uyandırmamakta kararsız kalmıştı. Böylece bıraksa her yeri ağrırdı ki muhtemelen çoktan tutulmuştu kız, uyandırsa da yarım kalacaktı uykusu. Yavaşca kalkıp sağlam eli il kızın başını kavrayıp yastığın üzerine bırakınca Buğlem ufak bir hareketlenme yaşamış ama tekrar dönmüştü uykuya. Vuslat bu kez de kendi üzerine örtülen ince pikeyi kızın üzerine çekip yüzüne düşen saçlarını yavaşca çekmişti. Kızın yüz hatları ortaya çıkarken gülümsemeside büyüdü. Ufacık bir çocuk gibi uyuyordu Buğlem. Dudakları hafif büzülmüş, iki avuç içi birleşmiş yastıkla yanağı arasına yerleşmişti. Kulağına ulaşan tıkırtı ile doğrulup kapıdan giren gruba bakmıştı.

'Abi, niye ayaktasın sen?' Aras'ın sorusu ile işaret parmağını dudaklarına bastırıp kafası ile kahvaltı masasını işaret etmişti. Herkes sesizce uyuyan kıza bakmış ve parmak uçlarında masaya ilerlemişlerdi.

'Buğlem neden salonda?' Derya'nın sorusu ile Vuslat ağrı kesiciyi ağzına atıp bir yudum su içerek arkasına yaslandı.

'Dün gece ateşim çıkmış, Canan abla beklediğini söyledi'

'Hakikatli kız valla' diyen Ece ile Vuslat'ta gülümsemişti. Gözleri harekete geçen kıza döndüğünde bir iki dakika kendine gelmek için şaşkınca etrafa bakmıştı Buğlem. Hızla doğrulduğunda inleyerek belini tutunca Vuslat'ta anında ayaklanmıştı. İkisinin bakışı buluşunca

'İyi misin?' aynı anda konuşmaları masadakilerin kıkırdamasına yol açarken yine aynı anda konuşmuşlardı.

'İyiyim' bu kez ikisi de gülmeye başlamıştı. Buğlem üzerindeki ince pikeyi çekip ayağa kalkmış daha sonra katlamıştı.

'Hoşgeldiniz' diyerek masadakilere baktığında onlarda başlarını salladılar.

'Sana da günaydın' diyen Yiğit'in gülümsemesi ile Buğlem dahada büyütmüştü sırıtışını. Sakin adımlarla yukarı çıkıp banyoya girdikten sonra elini yüzünü yıkayıp derin bir nefes almıştı. Kızlarla alışverişe çıkacağı için içine bir ferahlık çökmüştü kızın. Kıyafet almamıştı ama çantasını almayı akıl edebilmişti. Bütün kartları ve parası onun içindeydi. Aynadaki görüntüsüne bakıp bu kezde kaşlarını çatmaya başladı.

'E be akıllım, Vuslat hasta' kendi kendine konuşması ile yüzü tekrar düşmüştü.

'Bir saatten bir şey olmaz canım. Hem Canan abla var.' kendi cümlesine karşılık verirken gülümsemesi tekrar geldi yüzüne.

'Ay Buğlem, sanki adam senin kocan. Vuslat ne olacakmışmış, deli misin kızım sen'

'Ama adamın evinde kalıyorum, yani hasta iken yardımcı olmak görev gibi bir şey'

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin