'Yiğit, Yiğit-'
'Ne oldu Yiğit'e!'
'Kendiliğinden uyandı. Vedat yanında Ender hanımla'
'Kötü bir şeyi mi var Aras, ilaçlara rağmen nasıl erken uyanır!' Buğlem bakışlaırnı kocasına çevirmiş ardından elini tutmuştu.
'Aşırı alkol alan insanlar morfinlerin ve ağrı kesicilerin etkisini kısa sürede vücutlarından atarlar sakin ol. Eğer takviye yapılmadıysa ve uyanırken şoka girmediyse sorun yoktur. Eğer Yiğit şokta olsaydı sadece Ender hanım ve Vedat içeride olmazdı.'
'Anlattığı gibi mi?' Vuslat'ın dik bakışları Aras'ı bulurken adam başını sallamıştı.
'U-uyandı yani?' yüzündeki sersem gülümseme ile Aras'a bakmaya devam eden Vuslat'a yine onaylayıcı bir baş sallaması ile yanıt vermişti genç adam.
'Bir haber daha. Aslında Buğlem için koşturuyorum'
'Kime ne oldu? Testlerden bir şey mi çıkmış? Bebek ile ilgili sıkıntı mı var? Konuşsana Aras' herkes Vuslat'ın durmadan konuşmasına şok halinde bakarken Aras sersemlemiş halini çok şükürki silkelenip atmıştı.
'Abi br sus Allah'ını seversen ya. Derya uyandığı haberini alınca heycandan doğumun başlamasına neden oldu. Şimdi de Buğlem olmadan doğurmam diye hastaneyi inletiyor. Doktor sadece bir kişiye izin verebilirim desede kız çığlığı ile ilk önce Ece sonra Eylül, şimdi de Buğlem'i kabul ettirdi. Acil gitmemiz gerek kendini kasıyor manyak ya'
'Oğlum ne biçim iş lan bu, içeride personelden çok hasta yakını mı olurmuş?'
'Sen daha dur, bu çığlığa devam ederse Eymen'i bile aldırır o manyak. Hadi abi hadi' Buğlem şaşkınca baksa da kendine geldiğinde hızlı adımlarla doğumhaneye ilerlemeye başlamıştı. Çalıştığı hastaneyi avucunun içi gibi bilirdi. Daha önce doğumdaki kadınlarda psikolojik baskıyı en aza indirgemek için defalarca bu koridordan geçmişti.
'Eymen'i sakinleştirin!' bağırarak şifreyi girmiş ardından da sürgülü kapının ardında yok olmuştu kadın.
Dışarda bekleyen kalabalık Eymen'le belki de yüzüncü kez koridoru voltalarken içten içe de dualar sıralamayı ihmal etmiyordu. Kaderdi ya işte, Allah iki canı birden gönderiyordu bu koca aileye. İlk başta Yiğit'in gözlerini açışı ardından minik bir kalbin yeryüzünde atmak için aceleci davranması büyük bir ödüldü onlar için.
Bağışlanmış bir yaşam koca çilelere huzur demekti. Evet bu kalabalık ailenin artık ufak beden için kaygısı çok olacaktı ama aynı zamanda güneş gibi doğacaktı dört eve. Sonuçta Vuslat Kasırga'nın ilk yiğeniydi Doğa. Minik göz kapaklarının ardından dünyaya bakması adam için paha biçilmez gibi geliyordu. Eymen heycandan kuruyan dili damağı sayesinde tek kelime edemezken sadece elleri arasına aldığı başı ile bir o tarafa bir diğer tarafa koşuyordu. İçerden en ufak ses bile gelmiyordu ki bu üç adamın daha da stres yapmasına nedendi.
'Abi, abi ses seda yok. Bir şey mi oldu? Kaç saat oldu ya, nerede bunlar? Yok, yok. Allah'ım çok günah işledim ama bağışla. Yalvarırım Rabbim onları bana bağışla...' Eymen'in sıkıntısı gittikçe büyürken Vuslat anında adamın omuzuna elini atıp durdurarak karşısına geçmesini sağlamıştı.
'Bana bak aslanım. Allah'ın izni ile ikisi de sapa sağlam çıkacak bu kapıdan.'
'Abi ben çok kötüyüm, içim sıkılıyor, erken doğum abi'
'Lan içerde dört kadın var. Dört tane bizim tanıdığımız kızlar... Sence onlar orada iken Derya kendini bırakır mı ya da şöyle sorayım o üç deli izin verir mi Derya'nın kendini bırakmasına?' adam başını sağa sola salladığında Vuslat güven verici bir gülümseme ile bakmıştı adama.
![](https://img.wattpad.com/cover/37061838-288-k400204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|
Novela Juvenil(Şafak Serisinin 1. Kitabıdır.) Vuslat sesizliğinin içine ağırlığını katarak sunuyordu insanlara. O ağzını açtığında kimse konuşamazdı ve o sustuğunda kimse bir adım öne çıkamazdı. Yerini, gücünü, hakimiyetini ve hırsını kaybetmeyen nadir adamlardan...