'Lütfen! Bakın saklanmam gerek!'
'Hanımefendi lütfen zorluk çıkarmayın, size yardımcı olamayız'
'Bakın... Bakın gerçekten çok çıkmazdayım... Yoksa bir düşünün, dağın başında benim iki katım adamlar ile neden karşı karşıya kalayım... Lütfen, lütfen sadece bu günlük yardım edin, zaten saat sabaha karşı, söz veriyorum atlatınca gideceğim, yarın beni görmezsiniz bile...'
'Bakın, bende burada bir çalışanım ve emin olun evin sahibi bundan hiç hoşlanmaz. Üzgünüm'
'Ya siz nasıl insanlarsınız! Şurada kafama sıksalar kılınızı bile kıpırdatmazsınız! Yardım etseniz ne olur sanki! Sonra bir kadın öldürülünce suçlu giyimimiz kuşamımız olur! Hayır efendim! Asıl suç sizin! Ya şuradan gidince başıma bir şey gelse! Sızlamaz mı vicdanınız!' kadının yakarışı isyana dönerken Vuslat'ta açtığı kapının pervazına omuzunu yaslamış, deli dolu kadını izlemeye başlamıştı. Az önceden beri fark etmediği detayı kadının saçındaki tülü çekmesi ile fark etmişti.
'Salih' diyerek kollarını göğsünde bağladığında adam anında patronuna baktı.
'Vuslat bey, afedersiniz, durdurmaya çalıştık ama-'
'Bahane üretme Salih.' diyerek bakışları yön değiştirdiğinde kadının parmaklarını saçlarının arasına takıp çatık kaşlarla onu izlediğini görmüştü.
'Buyurun hanımefendi, derdinizi anlayalım ona göre karar veririz' diyerek içeri geçip kapıyı açtığında kadının kaşları havalansa da Salih'e dönünce anında çatılmıştı.
'İnsanlık öğrenin azıcık patronunuzdan' çemkirip cüssesine bakmadan Salih'e omuz atan kadın yüzünü buruşturmuş ve sakince ilerlemişti adamın yanına. İçeri girdiğinde Vuslat'ın çatık kaşlarla dışardaki adamlara olan bakışı ilgisini çekmişti.
'Bunu sonra konuşacağız'
'Vuslat bey'
'Kes Salih, sonra' diyerek kapıyı hızla çarpınca Vuslat, kadının sıçraması ile derin bir nefes almıştı. Merdivenlerden gelen tıkırtılar ile kızı salona yönlendirdiğinde Canan hanımda sonunda inmişti aşağı.
'Vuslat bir şey mi-' Canan hanımın gözleri gelinlik içindeki kızı bulduğunda şaşkınca bakmıştı.
'Abla bitki çayı yapar mısın?'
'Tabi ki, hemen getiriyorum' Canan hanım şaşkınlığına rağmen mutfağa koşturduğunda Vuslat'ta kıza koltukları işaret etmişti. Bir düzelen bir bozan havalarla gece soğuğu birleşince kızın içine işlemişti resmen. Adam elleri titreyen kız ile dibindeki battaniyeyi uzattı kıza.
'İsmin ne?'
'Buğlem'
'Peki, ilk önce ısın sonra anlat Buğlem' kız anında başı ile onay verip poları açık omuzlarına atınca Canan hanımda çaylar ile geri dönmüştü. Fincanları bırakırken derin bir nefes almıştı.
'Kalmam da bir sakınca var mı?' bir Vuslat'a bir Buğlem'e bakmıştı.
'Benim için sorun değil' diyen Vuslat'la Buğlem'de gülümseyerek başını sallamıştı. Çaylarından bir kaç yudum aldıklarında Buğlem derin bir nefes almıştı.
'Kaçtım, düğünden' Vuslat'ın bakışları sakince konuşurken sesi billur gibi çıkan kıza döndü yavaşca.
'Kimin düğününden demeyeceğim' cevabı ile Buğlem tebessüm ederken derin bir nefes almıştı.
'Anlatabilirsin, anlatmak istemezsen buna karışamam ama sende beni anlarsın ki hiç bilmediğim birini evime alamam'
'Haklısınız. Ben evlenmek istememiştim, hiç istemedim'
![](https://img.wattpad.com/cover/37061838-288-k400204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|
Novela Juvenil(Şafak Serisinin 1. Kitabıdır.) Vuslat sesizliğinin içine ağırlığını katarak sunuyordu insanlara. O ağzını açtığında kimse konuşamazdı ve o sustuğunda kimse bir adım öne çıkamazdı. Yerini, gücünü, hakimiyetini ve hırsını kaybetmeyen nadir adamlardan...