Bölüm 2/3 - Telaş Ve Şüphe

13.9K 687 17
                                    

 'Yavuz suratının ortasına yumruğumu yedi. Kız babasıyım ben öyle kolay kolay kızımı teslim edeceğimi sanmayın.' Vuslat son cümlesini de ortaya sürmüş ve sigarasını söndürerek kış bahçesinden çıkmıştı. Salona ilerleyerek onun gelişini izleyen ailesinin arasına girdiğinde derin bir nefes alarak koluna rast gele elini vuran Doğa'ya baktı.

'Fıstık' mırıldanıp suratını büyük avcu ile sıkıştırdığında kızın da kıkırtıları salonu almış böylece ailenin gerilim anı sona ermişti. Tamam Tibet oğluydu da Doğa da ilk yiğeniydi sonuçta. İkisi de yerleri bambaşkaydı. Aras'ın kucağındaki oğluna bakışları döndüğünde adamın yüzündeki hafif tebessüm bile yetiyordu Vuslat'ın mutlu olmasına. Kardeşleri iyiyidi, çocukları sağlıklı, karısı yanında, daha ne isteyebilirdi ki bir adam. Kıkırdayan ufaklığı kucağına alıp onun bakışlarına gözlerini diktiğinde içini huzur kaplıyordu resmen.

                                                         ------------Bir Buçuk Yıl Sonra------------

Vuslat kıravatını düzeltip bakışlarını tıkırtılar gelen odaya çevirdiğinde merdivenlerden vazgeçip oğluna doğru ilerlemişti. Kapıyı araladığında kendini göstermese de ufaklık hala beşiğin kenarını sallayıp kendi kendine garip sesler çıkarıyordu. Vuslat en sonunda dayanamayarak odaya girdiğinde Tibet'in gözleri parlamış ve ellerini uzatması ile dengesini kaybederek yatağa düşmüştü.

'Aslanım' Vuslat mırıldanarak ufaklığı kucağına aldığında ise onun omuzuna başını bırakması dikkatini çekti. Buğlem ne kadar ilgili ise Vuslat'da bu zamana kadar oğluna fazlasıyla zaman ayırmıştı. Öyle ki Tibet babasının omuzunda uyumayı alışkanlık haline getirmişti. Resmen baba-oğul Buğlem'in isyan etmesi içn uğraşıyorlardı. Genç kadın ufaklığı yatağa bırakıyor ve kendi kendine uyuması için çaba harcıyordu Vuslat ise çocuğun beşikle savaşını gördüğünde kıyamıyor yine omuzunda uyumasına izin veriyordu.

Vuslat ufaklığın boynuna sarılmış kolunu öpüp sağa sola sallanmaya başladığında Buğlem odanın kapısına dikilmişti bile. Tibet'in sesini duymayınca yine Vuslat etkeni ile karşılaşacağını biliyordu ama bir ihtimal uyumuş olabileceğini de düünmüştü kadın. En azından düşlemişti.

'Hayatım.' Buğlem'in sesi ile Vuslat bakışlarını karısına çevirdiğinde Tibet'te babasının omuzundan kopmuştu.

'Babacım, yine yakalandık mı anneye?' adamın sesi ile Buğlem göz devirdiğinde sıkkın bir şekilde de nefesini bırakmıştı.

'Hayatım yapmayın ama ya. Göktuğ ve Taner'i görünce de cin oluyor. Gözleri parlıyor çocuğun omuz görünce. E sabah işiniz var diye gecenin bir yarısı ben omuzluyorum.' Buğlem'in sitemi ile Vuslat gülümseyerek karısını kendine çekmiş ve saçlarının arasına dudaklarını bastırmıştı. Hala aynıydı o koku, hatta artı olarak Tibet'te bulaşmıştı Buğlem'in enfes esansına. Bir de bu adamdan işe gitmesi bekleniyordu.

'Uyandır güzelim, sen merak etme, gece Tibet beye sabah dosyalara bakarım, o da dert mi sanki'

'Yoruluyorsun' kadının cümlesi ile başını kaldırması bir olmuştu ki Tibet ufak eli ile annesinin suratını yitmeye başlamıştı bile.

'Kadına el kalkar mı aslan parçası' diyerek kaşlarını çattığında ise Tibet adamın yüzüne bakıp tekrar omuzuna gömülmüştü.

'Şuna bak ya, bende bu takmama faslını sırf Taner'de var diye bilirdim. Abisi kılıklı'

'Biri bana mı seslendi' Taner'in sesi ile bakışlar tekrar kapıya döndüğünde genç adamın gülüşü de büyümüştü ki Tibet bir anda Taner'e atılmaya başlamıştı.

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin