Ne demiş şair;
Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek.
Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna.
İki lafın başı, hertartışmada ayrılalım tehtidi savurmayacak.Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak...
------------------
'Nasıl yaparsın lan sen bunu!'
'Yiğit, dur bir' Buğlem'in durdurmak için girişimi olsa da Yiğit sinirden kızarmış halde öylece bakıyordu karşısındaki adam.
'Ne demek lan bu! Yanlış duydun de Yavuz!'
'Doğru duydun abi' diyerek Yavuz tam başını eğeceği sırada Yiğit yumruğunu havalandırmış ama olduğu gibi sehbaya indirmişti.
'Lan!!!!' kükreyişi ortalığı inletirken Buğlem anında bahçe kapısını kapatıp adamın yanına ilerlemişti.
'Yiğit bağırma, bak Vuslat bunu duymamalı.'
'Adamın kızına aşık ve abi dediğim adama bunu duyurma mı diyorsunuz. Yenge aklın alıyor mu senin? Deniz'i seviyorum nedir lan'
'Yiğit, lütfen sakin ol.'
'Sakin falan olamam. Bu abimi ne tür bir güvensizliğe yönlendirecek haberin var mı yenge?'
'Yiğit sence Vuslat bunu duyarsa sakin kalır mı?'
'Kalmaz! Ben olsam ben de kalmam. Lan Yavuz, lan Yavuz. Lan sen onun en güvendiği adamısın lan'
'Abi, isteyerek mi yaptım sanıyorsun ya' Yavuz'un sonunda konuşması ile Yiğit tek kaşını kaldırarak burnundan sertçe soluklanmaya başlamıştı. Karşısındaki adamı yıllardır tanımıyor olsa ağzının üzerine bir güzel patlatmayı bilirdi de, desi vardı işte.
'Olmayacaksın koçum. Silip atacaksın Deniz'i aklından. Gerekirse siktir olup gideceksin ama unutacaksın!'
'Yiğit saçmalama' Buğlem'in sesi ile Yiğit bu kez kadına dönüp bakmıştı.
'Yenge sen de mi? Ya abim ne tür güvensizliğe uğrayacak haberin var mı? Bu adama defalarca kızını emanet etti.'
'Ettiyse etti be. Sanki sevmenin ne olduğunu siz bilmiyorsunuz. İsteyerek mi oluyor Yiğit sevgi dediğiniz şey. Bir anda olmuş işte'
'O zaman nasıl bir anda sevdiyse bir anda unutsun'
'Saçma sapan konuşma Yiğit. Kimse kalbinden sevdiğini kolay kolay çıkaramaz. Sen Eylül'ü çıkarabilir misin? Aras, Ece'yi, Eymen Derya'yı, Vuslat beni bir anda aklından çıkarabilir mi?'
'Aynı şey değil'
'Nesi aynı değilmiş. Seviyor işte adam. Ayrıca sen demedin mi az önce en güvendiği adam diye, Vuslat bundan gurur duymalı'
'Yenge ben koruduğum kadına mı aşık oldum. Babasının yanında çalıştığım kadına mı sevdalandım.'
'Ne fark eder Yiğit'
'Çok şey fark eder!'
'Bunu kimse duymayacak!' Buğlem'in sonunda ses tonunu yükseltmesi ile karnına sancı saplanması bir olmuştu. İki büklük olurken anında eli de Yavuz'un koluna yapışmıştı.
'Yenge' Yavuz ve Yiğit aynı anda kadına şaşkınlıkla dönerken Buğlem derin bir nefes alarak acı çektiğini belli eden gözleri ile iki adama dönmüştü.
'Oturmalıyım' fısıltısı ile Yavuz arkasındaki koltuğu çekip önünden de çekilerek Buğlem'in oturmasına yardım etmiş bu arada da Yiğit kadını dikkatle koltuğa doğru yaklaştırmıştı.
'İyi misin Buğlem?' Yiğit'in sorusu ile kadın elini karınına götürerek derin bir nefes aldı. Bu sancılara anlam veremiyordu. Evet geliyor ve beş dakika sonra geçiyordu ama sadece sinirlendiğinde veya stres altında iken yaşıyordu bunu.
'İyiyim. Bak Yiğit. Lütfen, bunu hiç bir şekilde Vuslat'a ulaştırma. Lütfen.'
'Sen bir kendine gel. İyi misiniz? Ağrın varsa doktor çağırıyım.'
'İyiyim. Stres altında oluyor.'
'Kahretsin' Yiğit yumruğunu yine sehbaya indirerek çöktüğü yerden ayaklanmıştı. Bir insan bunca zaman yalan söylemediği adamdan böyle bir şeyi nasıl saklardı ki. Saklamak dert değildi de daha sonra nasıl bakacaktı o adamın yüzüne.Adının Yiğit olduğu kadar emindi. Şu bahçeden avluya geçince bakışları Vuslat, Yavuz ve Deniz arasında dolaşıp duracak an gelecek Yavuz'un hali yüzünden delirecekti. Şimdi kendine güvenen adamın yüzüne baka baka bildiği gerçeği saklamak ağır gelmez miydi Yiğit'e? Söylese kendinin de güvendiği adam harcanırdı, Vuslat Kasırga'yı tanımayan var mıydı koca ülkede. Yoktu elbet. Onun merhameti, mertliği haricinde sinirlenince gözü kendini bile görmezdi.
'Yiğit, lütfen...' kadının sesi ve bakışları ile derin bir nefes aldığında yine gözleri Yavuz'a kaymıştı.
'Tamam, bilmiyor gibi davranacağım ama sen' diyerek işaret parmağını Yavuz'a doğru salladığında adamın bakışları da ona odaklanmıştı 'Deniz'den uzak duracaksın, eğer ki ona yaklaştığını görürsem Vuslat abi bile fark etmeden ipini ben çekerim. O adam hislerini de bakışlarını da hissetmeyecek Yavuz' Yavuz başını yavaşca salladığında Yiğit derin bir nefes alarak saçlarının arasından parmaklarını geçirmişti.
'Abi dediğim adamdan sakladığımız şeye bak ya, reva mı bu bana be reva mı?' kendi kendine kızması sürerken adam bahçeden de çıkmıştı sonunda Buğlem'in bakışları ise Yavuz'u tekrar bulmuştu.
'Söylemez emin ol Yavuz. Ama kafanda bir konuşma kur. Seninde için almayacak saklamayı biliyorum. Vuslat ile konuşma yapacaksan da sağlam durman lazım.'
'Uzak duracağım yenge, Yiğit abinin dediği gibi uzak, fazlasıyla uzak'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|
Teen Fiction(Şafak Serisinin 1. Kitabıdır.) Vuslat sesizliğinin içine ağırlığını katarak sunuyordu insanlara. O ağzını açtığında kimse konuşamazdı ve o sustuğunda kimse bir adım öne çıkamazdı. Yerini, gücünü, hakimiyetini ve hırsını kaybetmeyen nadir adamlardan...