Bölüm 4 - Bir İşkoliklik Sendromu

38K 1.6K 13
                                    

'Sağ ol abla, çenene sağlık' diyerek ayaklandığında Vuslat odasına, Canan hanım ise mutfağa gitmişti. Adam kendini yatağa bırakıp üzerindeki tşhirtü sıyırarak kenara fırlattığında yine o anlık uykusuna dalmıştı.

Rüzgarın sesi ile ağaçların hışırtısı sesiz evi doldurduğunda Vuslat sakince araladı gözlerini. Dışarıdaki bulanık hava içini sıksa da yataktan çıkıp takım elbisesini giymişti. Sakin adımlarla salona inip masada yerini aldığında dumanı üzerinde tüten sıcak çay da masaya yerleştirilmişti.

'Canan abla, bu kadar abartı kahvaltı hazırlamayın, ben atıştırıyorum. Yormayın kendinizi'

'Ne demek Vuslat bey, her şey olsun. İşimiz bu'

'Siz dediğimi dinleyin yine de, bana bir tost bir içecek yeter' diyerek kahvaltılıklardan ağzına attığında Canan hanım başı ile onay verip mutfağa dönmüştü. Vuslat her sabah yaptığı gibi telefondaki mailleri kontrol ederek kahvaltısını tamamlamış ardından kendini dışarı atmıştı. Aklında Yiğit'in ne işler çevirdiği olsa da varlığını hatırlatıp kafasının ütülenmesini istemediğinden sessizliğini korumayı planlamıştı. Şirketin önünde durup anahtarı güvenliğe attıktan sonra içeri girip odasına çıkmıştı direk. Dosyalarla boğuşan sekreterine bakıp birini eline aldığında kadın varlığını yeni fark ettiği adamla anında ayaklandı.

'Hoş geldiniz Vuslat bey'

'Hoş bulduk da, niye bu kadar dolu masan?'

'Dün sevkiyatlar yoğun oldu, akşam raporları son anda göndermişler bende görmemiştim. Size yetiştirmek için'

'Acele etme, söyle toplantı odasına kahve göndersinler, yarın iki günün raporlarına bakarım'

'Teşekkürler hemen söylüyorum' adam başı ile onay verip toplantı odasına ilerlerken bir an duraksamıştı.

'Sevim hanım dosyalar için yandaki odayı kullanabilirsiniz, hat bağlantıları aynı'

'Peki efendim' aldığı onay ile kapısında durduğu odaya girince uykulu gözler ile ona bakan Aras ve Ece'ye tek kaşı havada bakmıştı.

'Beşik mi salladınız akşam?' konuşarak koltuğuna yerleştiğinde Aras derin bir nefes almıştı.

'Abi hangi akla hizmetse film izledik ya, koltukta uyuyup kalmışız.'

'Tutuldunuz yani'

'Aynen öyle'

'Peki acil bir işiniz var mı?'

'Gelecek üç mimar var onlar ile görüşeceğim ben' diyen Ece ile bu kez Aras'a bakmıştı.

'Yok abi, çizimleri geçen hafta bitirdim ben.'

'İyi bakalım, mimarlarla ben ilgilenirim, gidin kendinizi toparlayın' ikisinin de gözleri kocaman açılırken Vuslat sakince izlemişti genç çifti.

'Emin misin abi?'

'Eminim ama yarın şu suratla istemiyorum sizi'

'Sağ olasın abi ya' diyerek ayaklanan Aras ile Ece'de gülümsemiş ve ikisi de odadan çıkmıştı. Vuslat laptopu açıp işlerle ilgilenmeye başladığında sekreteri odaya girip kahvesini masaya bırakmıştı.

'Sevim hanım, Ece hanımın asistanı ile konuşun gelecek mimarları toplantı odasına yönlendirsin bir de cvlerini getirsin'

'Peki Vuslat bey' toplantı odasından çıkan kadın henüz kapıyı kapatmamışken Yiğit dalmıştı odaya.

'Sabah şerifleriniz hayır ola Vuslat paşa'

'Sağ ol, seninde kardeşim'

'Çalışcan mı abi?' Vuslat başını sallayınca Yiğit'te bir koltuğa oturup adamın ciddiyetini izlemeye başlamıştı. Tek bir mimik bile oynatmadan maillere cevap atıyor, bloknot defterine gerekli bilgileri yazıyordu.

Şafak Sökerken |Şafak Serisi 1 - 2|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin