Yirmi Dördüncü Bölüm: Ta-tamamen Sizinler

10.7K 997 257
                                    

"Bunu yaptığımıza pişmanım." Bennett mırıldandı.

"Ah, öyle söyleme Bennett." Abby, Bennett'ın omzuna kafasını yasladı.

Bennett ise kenara çekilerek Abby'nin zorla doğrulmasını sağladı.

Eğer hala tahmin edemediyseniz, evet, bunu yaptık. Dördümüz -pardon üçümüz- okulun popülerlerinin masasına oturmuştuk. Evet, popülerlerin masası. Ama birçok başka adı da vardı: Dönüş Olmayan Yer, Ezikleri Arkada Bırak, Mükemmel Oyuncakların Ülkesi ve tabi en sevdiğim, Naomi'siz Mekan. Benim için bir isim bile yapmışlardı. Tabi şu an her şey değişmişti.

Bu masada, sağım ve solum bana zorbalık yapmış insanlarla kaplı şekilde oturacağımı hiç düşünmemiştim. Bu masanın birkaç adım yanından geçmek bile ölümcüldü. Bu diğer herkes için geçerliydi. Sadece bu masaya bakarken bile görülseniz- Güle güle, sizi tanımak güzeldi. Burada oturmak tüm popüler olmayanların hayaliydi, tek başına ya da kendin gibi popüler olmayanlarla yemek yerine havalı çocuklarla yemek.

İtiraf etmeliyim ki, tuhaftı. Popüler çocuklara bu kadar yakın olduğum zamanlarda ya bana zorbalık ediyorlardı ya da ödevlerini yapmam için tehdit ediyorlardı. Buradakiler, kas, güzellik veya zeka arasında seçim yapması gerekirse kesinlikle ilk ikisinden birini seçerlerdi. Futbol takımı, amigo ekibi ve diğer popülerlerin arasında oturuyordum. Çocuklara teşekkür borçluydum çünkü yanımdan ayrılmamışlardı -en azından ikisi-. Jordan yanımda oturan Parker'ın yanında oturuyordu.

Candice iç çekti, "Burada olmanıza çok mutluyum," dedi ve oyuncak ayıya sarılır gibi Jordan'ın koluna sarıldı. Böyle kalmak istiyor muydu yoksa kolunu balta ile kesip kendini kurtarmak mı istiyordu? Sanırı hangisini seçeceğini tahmin ediyorsunuzdur.

"Evet," dedi Jordan, alay akan bir sesle. "Ben de."

Candice kıkırdadı, "Sen de! İşte bu!" sonra tekrar Jordan'ın zavallı koluna sarıldı.

Jordan için gülmeden edemedim. İşte popülerlere alaycılıkla yaklaşırsa bu olurdu, ya ciddiye alırlardı ya da döverlerdi. Şanslı ki, yani şanssız ki, Candice ciddiye almıştı. Bana kalırsa, Jordan dövülmeyi tercih ederdi.

"Şanlısın," dedi Hannah salatasıyla oynayarak. "En azından seninki burada."

Demek istediği Declan'ın burada olmamasıydı. Tabi ki, soru, Declan neredeydi? O da burada olmalı ve diğer ikisi gibi can çekişmeliydi. Ama biz yemekhaneye gitmeye karar verdiğimiz gibi öğle arası cezası olduğunu hatırladı. Gerçekten cezası mı var yoksa Korkunç Üçlü'yle yemek yiyeceğiz diye mi uydurdu bilmiyordum. Sonuç olarak gitmişti.

"Endişelenme," dedi Jordan. "Ona burada olmamayı ödeteceğiz."

Hannah rahatlayarak gülümsedi.

Masadaki herkes üçümüzün onlarla oturmasını sorun etmiyor gibi gözüküyordu. İlk geldiğimizde hepsi konuşmayı kesmiş ve bize dik dik bakmıştı. Ama sonra oturduğumuzda bizimle ilgilenmeyi keserek kendi muhabbetlerine dönmüşlerdi. En azından açık kalmış ağızlar ve dik bakışları bekliyordum. Ama şaşırtıcı derecede normal karşılamışlardı. Kimsenin zorbalık etmemesi ve normal davranması tuhaftı. Güzel bir tuhaflıktı ama yine de tuhaftı.

Tabi ki bir şeyin hala değişmemiş olmasına mutluydum.

"Bu da ne?"

Herkes tekrar konuşmayı kesip gözlerini sesin sahibine çevirdiler. Bu Raymond'dan başkası değildi. Herkese inanamayan gözlerle bakıyordu. Tek tek her masaya baktı, sanırım doğru masaya gelip gelmediğine bakıyordu. Raymond'ın normal olmasına mutlu mu olmalıydım yoksa öyle olduğuna üzgün mü olmalıydım bilmiyordum.

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin