Kırk Birinci Bölüm: Ya Da Öpüşmek Üzere

10.3K 909 491
                                    


Raymond kendini yaslanarak saklandığı dolaplardan iterek bana yaklaştı. Yüzünde yeşeren sırıtış yumruk atma isteği doğuruyordu. 

"Yeterince uzun süredir,"

Gözlerimi kıstım, "Ne kadarını duydun?"

"Yetecek kadarını."

Cevapları onu iyice sinir bozucu ediyordu. Her şeyi duymuştu, her şeyi. Gözümü korkutmak için üzerime doğru yürüyordu. Ama ben olduğum yerde kaldım. Kaçmayacaktım. Şu an burada olmazdı. Bana zarar veremeyeceğini biliyordum. Kimse bana zarar veremezdi. 

"Neden buradasın? Antrenmanda olman gerekmiyor mu?" Diye sordum, Koç Douglass'ın futbol takımına beş tur koşmalarını söylediğini kastederek. 

"Sanırım sıvaservil yüzünden buradayım," dedi Raymond. "Parker ile gittiğinizi gördüğümde yeni derse gelmiştim, sonra onlar bana şu uydurduğun saçma hastalıktan bahsedince ben de, bende de belirtileri olduğunu söyledim."

Yüzümü buruşturarak uzağa baktım ama Raymond çenemden tutup yüzümü kendisine çevirdi. 

Elini ittim, "Burada ne işin var Raymond?"

"Ben sana aynısını sormalıydım," dedi Raymond. "Okulun ineği dersi ekerken yakalanırsa ne olur?"

"Dersi ekmiyorum," dedim. "Hem artık okulun ineği de değilim."

"Ah, Naomi," dedi Raymond başını iki yana sallayarak. "Sen her zaman okulun ineği olacaksın. Her zaman İnek Naomi olacaksın. Çünkü sen osun. Sen her zaman benim ineğim olacaksın." Dedi bana yaklaşarak.

Olduğum yerde kalma şeyi vardı ya? Unutun gitsin, bir adım geri çekildim ondan uzaklaşarak. 

"Sen ve Parker ile ilgili şu şey..."

"Ne olmuş?" Diye sordum öz güvenle.

Gözlerini kısarak baktı, "İkiniz birlikteymişsiniz."

Sırıttım, "Evet bu doğru."

Açıkçası kötü birkaç bakış ve ardından bizim birlikte olmak için çok uyumsuz olduğumuzla ilgili bir şeyler duymayı bekliyordum. Ama o bunu yapmadı, asılması gereken dudaklarında gülümseme yeşerdi.

"Uzun sürmeyecek."

Gözlerimi kıprıştırdım, "Anlamadım?"

"İkiniz uzun sürmeyeceksiniz."

"Hayır uzun süreceğiz," diye karşı çıktım. "Biz uzu- Neden bunu seninle tartışıyorum ki? Nereden bilebilirsin? Hem sana ne?"

"Sadece mantık yürütüyorum," Raymond açıkladı. "İkiniz çok farklısınız, bunu görmezden gelemezsin Naomi, kör olma-" Gözlüğümün camına işaret parmağıyla dokundu. "-onun senin zorban olduğunu unutma. Bu en az sen ve benim birlikte olmamız kadar tuhaf, sence de öyle değil mi? Ama bunun senin tarzın olduğunu bilmiyordum, bana da söylemeliydin."

Son kısmı duymazdan geldim ama hiçbir şey söylemedim. İnkar etmedim. 

"Ne kadar sürecek? Birkaç hafta daha? Bir ya da iki ay? Bu beni ilgilendiriyor çünkü küçük Naomi'mi kırık kalbiyle ağlarken görmek istemiyorum."

"Kırık bir şeyler olacak ama senin kolun gibi."

Güldü ve sonra gözlüğümü indirdi. Kahverengi gözlerini benim gözlerime dikmişti. Bana sırıtarak burnunu kırıştırdı.

"Aw, küçük Naomi birkaç dakika önce ağlıyor muydu yoksa?"

Kafamı çevirerek gözlüğümü yerine taktım. "Tabi ki hayır, ağlamıyordum."

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin