Kırk Altıncı Bölüm: Ben Tayt Giymem

8.7K 823 375
                                    


"Hey."

Sese karşılık kafamı kaldırdım ve döndükten sonra gördüğümle rahatlayarak nefesimi bıraktım.

"Neyse ki tek sizsiniz çocuklar."

Şu anda bu kadar paranoyak olmamam gerekiyordu. Site kapatılalı daha sadece bir gün olmuştu ama şimdiden ölümcül bakışlar, keskin çehreler ve arkamdaki fısıldaşmalar başlamıştı. Geri döneceğini biliyordum ama bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim. Ama hala ufakken görmezden gelmek en iyisiydi.

"Tek mi?" Diye sordu Jordan alınarak. "Biz Üç Silahşörleriz. Bir ve tek." Dedi sırıtarak.

"Seni bu kadar iyi ruh haline büründüren de ne?" Diye sordum.

"Kızların pençelerinden kurtulmuş olmamızdan başka mı?" 

"Ve yakınmalarından."

"Ve ayak işlerinden."

Declan ürperdi. "Bana çikolata yedirtti." Dedi ve bana dönüp tekrarladı. "Çikolata."

"O kadar da kötü değil," diye mırıldandı Bennett.

"Bir dahakine çilek yerken aynısını söylemeyi dene."

"Ya da vanilya," diye ekledi Jordan.

Başımı iki yana salladım ve sordum, "İmzaladı mı?"

Jordan güldü, "Başka seçeneği mi vardı? Tabi ki imzaladı."

Declan başını salladı, "Evet işte buradalar," dedi ve bana bir demet uzattı.

Aldım ve incelemeye başladım.

"Bilirsiniz bir kıza göre korkunç bir el yazısı var," diye mırıldandı Declan.

Ona bir bakış attım, "Ne demeye çalışıyorsun yani?"

"Ah hadi ama çoğunuz biliyorsunuzdur kızların yazılarındaki i harflerinin noktalarını kalplemeleri ve diğer bütün şeyler olur. Ama erkekler yazarken batırıyorlar ki hatta arkeolojistler kazıda bulsalar bile çözemezler."

"Tamam genel olarak doğru sayılabilir ama bazı harici durumlar var," diye karşı çıktım. 

"Gerçekten mi?" Diye sordu Declan. "Ne gibi mesela?"

"Biliyor muydunuz sadece zeki insanların el yazısı çirkindir çünkü mükemmel yazmak için fazla hızlılar ve her şeyi not almak isterler. Eğer güzel yazmaya vaktinizi çok harcarsanız sonuç olarak fazla bilgi alamazsınız ve ayrıca bazı insanlar istedikleri notları aldıkları sürece yazının çirkin olup olmamasını umursamıyor."

"B-bu doğru değil," dedi Jordan.

Biz hepimiz dönüp Jordan'a tip tip bakana kadar bir sessizlik oldu.

"El yazına bakayım."

"Hayır."

"Jordan."

"Hayır."

Vazgeçmiştim. Jordan bir bilmece gibi olabiliyordu. Ve tam da o an koridordan aşağı doğru bize doğru yakınlaşan topuklu ayakkabı sesini duydum. 

"Ah, hayır." Dedi Jordan. 

Bennett devam ettirdi, "Bu olamaz."

"Bunlar onlar," dedi Declan olayı anlayarak.

"Ah çocuklar!" Diye seslendi Abby.

"Sizce kaçsak bu topuklularla bizi yakalayabilirler mi?" Diye sordu Declan.

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin