Otuz Sekizinci Bölüm: Uçak Geliyoooor

9.8K 927 506
                                    


Jordan ve Declan öne doğru eğilip telefon ekranımdan yazdığım mesaja bakmaya çalıştılar. "Ne yapıyorsun?" diye sordu ikisi de aynı anda.

Kafalarını ellerimle ittim, "Parker ile mesajlaşıyorum."

Declan burnunu kırıştırdı, "Niye?"

"Bilmem, çünkü yapabiliyorum?"

"Benim mesajlarıma hiç cevap vermedin," dedi Jordan. "Sana bayağı önce mesaj atmıştım ama cevap vermedin."

"Vermedim mi?" Diye sordum şaşırarak.

Telefonumdaki mesajlara baktığımda Jordan'dan gelmiş ama henüz açmadığım bir mesaj olduğunu gördüm. Birden Jordan'ın telefonu titrediğinde eline alıp açtı.

"Hiçbir şey yapmıyorum," diye ona attığım mesajı okudu, sonra bana boş bir ifadeyle baktı, "Cidden mi?"

"Şimdi sana cevap vermiş oldum, mutlu musun?"

"Mükemmel hissediyorum," diye alaycı bir şekilde söylendi.

Parker'a mesaj yazmaya geri döndüm. O futbol antrenmanında olduğu için okuldan sonra çocuklarla takılıyordum. Onun antrenmanı bittiğinde buluşacaktık ama şimdi de aradaydı diye mesajlaşıyorduk. Çocukları kızların onlara uhu gibi yapışmadığı çok çok nadir anlardan birisinde görebilmiştim sonunda. Abby ve Candice yeni kıyafetler almak için alışverişe gitmişlerdi, Bennett ve Jordan da onlarla gitmemek için bahaneler üretmişti. Hannah amigo antrenmanlarındaydı, Declan da orada olmalıydı ama bulduğu ilk fırsatta ekmişti.

İkisi beni rahatsız etmeye devam etti, omuzlarımın üstünden telefonuma bakmaya çalışıyorlardı.

Bennett iç çekti. "Çocuklar rahat bırakın,"

Jordan, "Sen de en az bizim kadar sinirli olmalısın, Bent." dedi.

"Ama nasıl olduysa, değilim."

Declan sırıttı, "Çünkü bu adam bir robot, duygusuz."

"Robot değilim."

Omuz silkti, "Hep öyle derler."

O ikisi Bennett'ın robot olup olmadığını tartışırken Jordan onları görmezden geldi. Declan'ın iyi lafları vardı ama Bennett her seferinde cevabını veriyordu. Jordan da sadece ekranı okumaya çalışıyordu. Daha fazla dayanamadım ve telefonumun ekranını kapattıktan sonra Jordan'a döndüm. "Derdin ne senin?"

"Bize hiç cevap vermiyorsun, onun farkı ne?"

"Senin mesajlarının içeriği tatlı hayvanlar ve aptalca şeylerden ibaret. Declan ise sporlarla ilgili şeyler, Paladins takımına hakaret eden capsler atıyor, Bennett da hiç mesaj atmıyor."

Bennett omuz silkti, "Zaten okulda görebilecekken mesaj atmanın anlamı yok."

Telefonumdan mesaj sesi geldiğinde baktım ve sonra Declan'a döndüm. "Cidden mi?"

Declan kahkahayı patlattı. "Hadi ama itiraf et, komikti."

Jordan kollarını göğsünde bağladı, "Peki ya eğer birimize kötü bir şey olursa ve sen o ibneye mesaj atmakla meşgulsen? Ya da senin başına bir şey gelirse? Kimi arayacaksın?"

"Hayalet avcılarını." Dedim kısaca.

"Hayır, ciddi soruyorum."

"Tabi ki polisi ararım."

"Eğer kullanım içi değilseler?"

Ona inanamayarak baktım, "Polis onlar. Nasıl olacak da kullanım dışı olacaklarmış? Donut yemekle mi meşgullermiş?"

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin