On İkinci Bölüm: Sanırım Altıma Kaçıracağım

12.5K 1.1K 277
                                    

"Kesin şunu!" diye tısladım.

"Neyi?"

"Şu yaptığınızı, kesin işte."

"Ne yapıyormuşuz?"

"Bana bakıyorsunuz. İyice geriliyorum."

Tabi ki beni dinlemediler ve yüzlerindeki geniş sırıtışlarla bana bakmaya devam ettiler. Gözlerimi devirdim ve onlardan uzağa bakmaya başladım. Her ne kadar bakışlarını üzerimde hissetsem de görmezden gelmek için elimden gelenin en iyisini yaptım.

İşte buydu, Naomi. Tek bir şansım vardı. Bu ölüm kalım meselesiydi. Şaka yapmıyordum, bu gerçekten ölüm kalım meselesiydi. Bu plan işe yaramazsa diye bir de B planı düşünüyorlardı. Umarım işe yarardı.

Derin bir nefes aldım. Numaraları tek tek tuşladım. Çocukların bakışları son derece rahatsız ediciydi. Sonunda Jordan ellerini hiddetle havaya kaldırdı.

"Biraz hızlı olsana!" diye bağırdı.

Sesinden ürkerek arama butonuna yanlışlıkla erkenden bastım. Telefon çalmaya başladığında Jordan'a baktım.

"Derdin ne senin?" diye sordum, "Şurada hayat memat meselesi bir arama yapıyorum ve araya biraz dramatiklik katmam uzun sürüyor."

"Bu kadar uzun sürmek zorunda mı?" diye sordu. "Bütün günümüz boş değil."

"Aslında boş," dedi Bennett, bana bakmamalarını istememe saygı duymuş ve kanalları zap yapmaya başlamıştı. "Yemek sekizde başladığına göre."

Jordan arkası dönük bir şekilde koltuğun tepesine, televizyonu göremeyeceği bir şekilde oturuyordu. Geri geri düştü ve koltuğa indi. Ayaklarını da koltuğun tepesine doğru uzattı.

"Sadece biraz acele et. Yoksa ben arayıp kendi Jordan çekiciliğimi kullanırım." dediğinde sesinin tonunda sırıtış vardı.

Bennett'ın elinden kumandayı alan Declan, Jordan'ın dediğine homurdandı. Bennett ne izleyeceğine karar verememiş olacak ki Declan spor kanalı açtı. "Sanki Jordan çekiciliğinin faydası olur da."

"Ya öyle mi? Peki ya senin 'bu insanlar için fazla iyiyim' diyen homurtu ve bakışlarına ne dersin?"

"O Bennett'ın bakışı," diyerek Bennett'ın kendisine kötü kötü bakmasına sebep oldu Declan. "Bende daha çok 'Jordan'ın sahip olmak isteyebileceğinden çok daha iyi' bakışları var."

"Öyle bir bakış olmadığına gö-"

"Hola?" Telefonun karşı tarafındaki ses konuştu.

Aramada olduğumu unuttuğumu fark ederek telefona baktım. Sanırım yanlış numarayı aramıştım. İşletmek için falan aradığımı sanacak sonra numaramdan kim olduğumu bulması için polise vereceklerdi. Bunun olmaması için durumu düzgünce izah etmeye karar verdim.

"Şşş" dedim çocuklara ve sonra telefonu kulağıma dayadım. "Merhaba?"

"Hola?"

Telefonu hoparlöre aldığımı unutmuştum, bu yüzden telefonu kulağımdan çekip çocuklar da duysun diye önüme getirdim.

"Şey, üzgünüm sanırım yanlışlıkla aradım-"

"Quién es este? Por qué llamas?" kadın İspanyolca olarak kim olduğumu ve niye aradığımı sordu.

Gözlerimi kırpıştırdım, beynim yavaşça konuştuğu şeyleri algılıyordu. Ve Türkçe'yi anlamak kadar kolay değildi. Tam cevap verecekken Jordan telefonu elimden aldı.

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin