On Birinci Bölüm: Tabi Seni Kaçırmadığımız Sürece

12.2K 1.2K 214
                                    


Gözlerimi görülmeye değer manzaraya yavaşça araladım.

Jordan tam yüzüme doğru horluyordu. Yerimde hafifçe kıpırdandım, dün yediğimiz pizzanın kokusunu hala alabiliyordum. Gözlerim parlak ışığa alıştığında etrafı taradım. Jordan'ın tam üstünde yatıyordum ve bir eli belimi sarmıştı. Gevşek kollarının arasından kaydım ama sonra birden oyuncak ayısını tutar gibi beni daha sıkı sardı. Ellerimi göğsüne koyarak itmeye çalıştım. Ama tepemde büyük bir ağırlık vardı. Kafamı zar zor kaldırdım ve üstümdekinin Declan olduğunu gördüm.

Ayağını başıma yaslamıştı ve kolu koltuğun başlığına sarılıydı. Kafası da tam... gözlerim fark ettiğim şeyle büyüdü, hayır, sırtımda değildi. Kafasını popomdan kaldırmaya çalıştım ama sanki popoma yapışmış gibiydi. Sonunda yuvarlandı ve kafası Jordan'ın poposuna yakın bir yere düştü... neyse en azından benimkinde değildi. Sonra bir şey fark ettim. Ben Jordan'ın üzerindeysem ve Declan da benim üzerimdeyse, o zaman Bennett neredeydi?

Aşağıdan yüksek bir horultu geliyordu. Aşağıya baktığımda şaşırarak, herkesin Bennett'ın üzerinde yığılı olduğunu gördüm. Ayaklarını koltuğun arkasının üst tarafına yaslamıştı. Herkes Bennett'ın karnının üzerindeydi, ama o bizim dikey yatmamızın aksine yatay yatıyordu. Kafası yerdeydi ve saçları halıya dağılmıştı. Bir kolu gözlerinin üzerindeydi, aynı zamanda horluyordu. Saçı bu haldeyken ışıkta küpesinin parıltısını görebilirdiniz.

Derin bir nefes verdim. Bu kargaşadan nasıl kurtulacaktım? Arasına malzeme olduğum sandviçten dışarı çıkmak için yalpaladım. Onları uyandırmak istemiyordum. Bütün haftaya yetecek kadar uyumuştum ama onların uyuması gerekiyordu. Mümkün olduğu kadar dikkatli bir şekilde içinde olduğum pozisyondan kurtulmaya çalış-

Birden Jordan yan tarafına doğru dönüp beni de çekti, ve ben de Declan'ı. Viyaklayarak Bennett'ın üzerine, yere düştüm, gözleri çarpışımın etkisiyle yarı açıldı ve benim ağırlığıma karşılık sızlandı.

Sonra Declan'ın.

Sonra da Jordan'ın.

Declan da bir küfür mırıldanarak koltukta yuvarlandı. Kolları dengesini sağlamak ya da bir şey yakalamak için havada savruluyordu. Ama yere yapışan ilk yüzü olmuştu. Bu olurken Bennett'ın üzerinden kalkmaya çalışıyordum ama üzerime düşen ağırlıkla eski yerime geldim. İnledim, Bennett da inledi. Declan da inledi. Tekrar ayağa kalkmaya çalıştığımda Bennett ve Declan da aynı anda aynı şeyi yapıyordu. Yukarı baktık ve hala uyuyan Jordan'ı gördük. Koltukta yüz üstü uzanıyordu ve bedeni koltuğun kenarındaydı. Eğer bir santim bile hareket ederse üzerimize düşecekti.

Yutkundum. Sadece Jordan'ı uyandırma, ne yaparsan yap ama Jordan uyanmasın. Belli ki Jordan beni dinlemedi ve yarım bir horultuyla uyandı. Doğrulmaya çalışarak nerede olduğumuzu arıyordu. Ama koltuğun kenarında olduğunu fark etmedi ve dirseğine ağırlığını vererek doğrulmaya çalıştı. Ama dirseğinin altında koltuk yoktu.. Havada süzülerek koltuktan düştü ve önce Declan'ın dolayısıyla, benim ve Bennett'ın üzerine düştü. Üçümüzde ağırlığının altında acıyla inledik.

Jordan esnedi, "Çok rahat, değil mi?"

"Ugh, kaç kilosun sen?" Declan Jordan'a sordu.

"Sen aynı şeyi kendine sormalısın!" diye ben cevap verdim.

Bennett homurdandı, "Bütün acıyı çeken benim." diye bağırdı.

Hepimiz güldük. Aslında Bennett gülüyor muydu bilmiyordum çünkü inme inmiş gibi ve boğuluyormuş gibi bir ses çıkartıyordu.

"Ama cidden," diyerek gülmeyi kesti Declan. "Kaç kilosun? Rekor falan kırmış olabilirsin."

"Lütfen kalk." diye yalvardım, "Nefes alamıyorum ve Bennett'ın da alabildiğini hiç sanmıyorum."

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin