Otuz İkinci Bölüm: Bunun Modası Geçti

10.1K 971 822
                                    

Yüksek sesli müzik.

Hormonları azmış, sarhoş ergenler.

Kışkırtıcı danslar.

Yaş izni gözetmeden satılan alkol.

Eğer bunların hepsini aynı yerde görüyorsanız, bilin ki bir partidesiniz. Eğer yetişkinler burada neler olduğunu görse, izin vermemelerini anlayışla karşılarsınız. Onların kendi tarzlarındaki partiler, klasik müzik, kaliteli şarap ve yasaldır. Ve iddiasına varım ki öyle partilerin nasıl bu tarz partilere dönüştüğünü merak ediyorlardır. Onlara söyleyecek tek bir cevabım var.

Yirmi birinci yüzyıla hoş geldiniz.

Ama asıl soru şuydu: Benim gibi birisi böyle bir yerde ne yapıyordu? Neden cuma akşamımı bir partide hapsetmiştim? O zaman biraz öncelere gidelim.

Dartwell Lisesi'ndeki sıradan bir gündü. Güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor ve Üç Silahşörler Charlie'nin Melekleri ile flört ediyordu. Evet, tam sıradan bir gündü.

"Benimle sınıfa kadar yürümeye ne dersin, şekerparem?" Hannah, kolunu Declan'ın koluna dolayarak önerdi.

Declan ona sırıttı, "Neden olmasın, şekerim?"

"Çok tatlısın, Declan."

"Çöreğim, peki sen?" Diye sordu Abby, Bennett'a. "Benimle sınıfa kadar yürüyecek misin?"

"Tatlım, benim yapmak isteyeceğim tek şey bu," dedi Bennett, kolunu Abby'nin omzuna dolayarak.

"Ah, Bennett," Abby iç çekti.

"Turtam," dedi Jordan Candice'e. "Çantanı taşıyayım." Diye önerirken çoktan Candice'in elinden çantasını almıştı.

Candice gözlerini pörtletti, "Bunu benim için gerçekten yapar mısın, fıstığım?"

"Senin için her şeyi yaparım, Candy," dedi, her şeyi kelimesine vurgulayarak.

Onların çıktığını öğreneli bir hafta oluyordu. Bu olay öğrenildiğinden beri okulun en büyük dedikodusu oydu. Onlar, harika çiftlerdi. Tabi ki öyle olacaktı, altısı okulun en popülerleriydi.

Ve şaşırdığım şey, hala çıkıyor olmaları değildi (tamam doğrusu buna da şaşırıyordum). Şaşırdığım şey bunu hala devam ettirebilmeleriydi. Yani ilişkiyi demiyorum. Flörtleşmeyi. Birbirilerine taktıkları isimler, hediyeler falan. Daha dün, Declan Hannah'ya çikolata alıp gönüllü olarak yedirdi, hatta kendi de yedi. Bennett her ders Abby'ye çiçek göndermeye kadar gitti. Bazılarını başka öğrencilerle yolluyordu ve bazıları da sırasında Abby'yi bekliyordu. Candice de sürekli gitmek istediği için Jordan onu eğlence parkına götürdü. Orada ona pelüş hayvan kazandı. Candice hayvanı aldığından beri ya yanında taşıyordu ya da dolabına kitliyordu ki üzerine sıktığı parfüm sayesinde bütün okul Victoria's Secret kokuyordu.

"Sanırım iştahımı kaybettim, önümüzdeki... on yıl için." Diye mırıldandım.

"Ama çok komik, öyle değil mi..." Parker durdu ve gülümsedi, "meyveli kekim?"

Yüzümü buruşturdum. "Hayır, lütfen bana öyle şeyler söyleme. Yoksa iştahımı önümüzdeki bir asır için kaybedeceğim. Hayatım demen iyi."

Güldü, "Tamam hayatım."

"Ama haklısın," dedim. "Bu tuhaf ve komik."

Parker güldü, "Biliyorum. Ne zaman yemek isimleri bitecek merak ediyorum. Sonra da birbirilerine brokoli ya da ıspanak falan diyecekler."

"Söz ver bana biz asla-" kendimi tuttum. Bu dediğimle anında yüzüm ısınmaya başlamıştı. Benim gibi şaşıran Parker'a baktım.

Tek kaşını kaldırdı, "Asla birbirimize böyle isimler takmayacağımıza söz vermemi mi istiyorsun?"

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin