Elli Yedinci Bölüm: Nazar Etme!

10.8K 872 511
                                    

Kapı geriye doğru açıldığında sadece bana kısık gözlerle bakan Bennett içeri girdi. Eliyle yüzünü sıvazlayarak kafasını diğer odaya, muhtemelen Jordan'a doğru çevirdi. 

"Neden o da burada?" Diye sordu.

Jordan kafasını odadan dışarı çıkarttı. "Nereden bilebilirim? Ona eve dönmesini söyledim."

"Ama gördüğün gibi burada," dedi Bennett.

"Eve dönmemi söyledi," dedim koltuktan kalkarak. "Direk departa gitmek yerine sizinle buluşmaya gittiğinde ben de departa geldim. Hem depart evden daha yakın."

"Burada olmamalısın," dedi Bennett.

"Eğer mutlu olacaksanız, dart iğnesinin tuzağına düştüm," diye itiraf ettim ve biraz önce iğnenin etkisiyle yerde biraz kestirdiğimi hatırlayıp acıyan boynumu ovdum.

Jordan parmaklarını şaklattı. "Telefonumdan bildirim sesi duymuştum." Dedi telefonunu çıkartarak. "Evet, tuzak devre dışı olmuş. Sanırım fark etmek için çok meşguldük."

Ona baktım. "Neyle meşguldünüz? Acil diye bahsettiğiniz-"

Jordan bir şeyler mırıldandı ama o sırada yanlışlıkla odanın içine doğru sendeledi, muhtemelen Declan'ın ağırlığındandı çünkü Declan'ı taşımaya çalışıyordu ve Declan yarı bilinçsiz haldeydi.

Ve kanlar içindeydi.

Ve kastettiğim kesinlikle basit bir tampon ile durdurulabilecek bir burun kanaması değildi. Yani tamam, burnu da kanıyordu. Declan'ın omzunu saran eli kanlar içindeydi. Dayak yemiş ve yara içinde kalmıştı, daha önce buna benzer bir şey yaşadığımdan nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyordum. O kadar kötü haldeydi ki Jordan'dan yardım alıyordu. Bennett'a inanamayarak baktığımda yüzünü saklayan elini indirdi ve gözündeki büyük yara meydana çıktı. İkisinin üzerinden de araba geçmiş gibi gözüküyordu, sanki aynı araba defalarca ileri geri yapmış ve onları ezmiş gibiydiler. Bennett Jordan'a Declan'ı koltuğa taşıması için yardım etti. 

"A ah- kanıyorsun," diyebildiğim tek şey bu olmuştu.

Tamam beni suçlayabilir misiniz? Bunu başka nasıl karşılamamı beklersiniz? Sadece çıldırıp ileri geri koşarak ne yapacağımızı düşünmemi mi? Ah, ben bundan fazlasıyım.

Tabi bu dediğim de verdiğim tepkiden hemen sonra gerçekleşti.

"Ne oldu? Neler oluyor? Çete işi, değil mi? Jordan ve ben o aptal panayırdayken siz de çete işine gidip kavga ettiniz, öyle mi? Şimdi şu halinize bakın. Bir de beni burada istemediğinize inanamıyorum, muhtemelen tabi istememenizin sebebi tam olarak şu an yaptığımı yapmamamı istemenizdendir. Ama hadi onu hasta-"

"Hastane olmaz," dedi Bennett, Declan'ın koltuğa oturmasına yardımcı olarak. "Çok soru soracaklardır."

"Ama başka ne yapıyorlar biliyor musun? İnsanları iyileştiriyorlar!"

"Ama yine de çok soru sorarlar."

"Ah çok kötü çünkü ben de çok soru soracağım," dedim ve Declan'a baktım. "Ama önce ona yardım etmeliyiz."

Declan'ın acısını azaltmak için ve kanın durmasını engellemek için kullandığı elini yavaşça omzundan aldım. Acıyla inleyip elini aldığında elinin kandan kuruyup kabuklaştığını gördüm. Yaraya baktım ve şok oldum. Tişörtünden yarayı görebilirdiniz. Omzunun iki tarafı da yaralanmıştı ve arkası bir bıçak izin benziyordu-

"Bu bir kurşun yarası mı?" Diye sordum. 

"Sadece sıyrık," diye rahatlattı beni Jordan.

Declan ona katılarak, ya da acı çektiğinden, inledi.

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin