Elli Dördüncü Bölüm: Roma Bir Günde İnşa Edilmedi

8.6K 776 698
                                    

"Bunu hak etmiyor."

"Neden hak etmiyorum?" Diye sordum Jordan'a.

"Hayır yani tamam, Raymond'a yaptığın şey harikaydı. O bunu hak etti," dedi ve sonra Declan'a döndü. "Gerçekten bunu hak etmesi gerekiyor mu?"

"Evet, ya şimdi ya hiç."

Her nasıl olduysa, Bennett ve Jordan, Raymond'ı onda bıraktığım şişko büyük yara izini (Bunlar Jordan'ın sözleri, benim değil) kimseye söylememe konusunda ikna etmişti. Nasıl yapmışlardı? Açıkçası bilmek istemiyordum, umurumda bile değildi. Geri döndüklerinde, Jordan bir ganimet gibi yaralanmış elimi tutarken, Declan ufak bir konuşma yapmak üzere onları dışarı çıkarttı. İlk başta fısıldaşıyorlardı ve sonra fısıldaşmalar bağırışlara döndü. Bir ara Bennett kafasını içeri sokup her şeyin yolunda olduğunu söylediği an bağırışmalar dursa da kapı kapandığı gibi geri başladı. Tam ben onları kontrol etmek için dışarı çıkacakken üçü birden içeri geldi. Ve ikiye bir bitmişti. Bennett Declan'ın tarafındayken, Jordan bu fikre karşıydı.

Eh, hala öyle.

"Ama tam olarak neyi hak etmek?" Diye sordum.

"Hiçbir şey, çünkü hiçbir şey olmayacak," sonra diğerlerine döndü. "Ona başka bir şey alamaz mıyız? Mesela bir midilli?"

"Midilli mi?" Diye inanamayarak tekrarladım. "Neyim ben? Altı yaşında bir kız çocuğu mu?"

"Ne istersin o zaman?" Diye sordu Jordan. 

"Bir unicorn, ya da bir pegasus. Ya da, her ikisi de." Sonra düşünüp karar verdim. "Her ikisini de istiyorum."

"Yani bir unisus mu?" Dedi Bennett kafası karışmış bir şekilde.

"Ya da bir pegacorn?" Diye önerdi Declan.

"Her ikisini de Bennett alabilir sana," dedi Jordan öz güvenle.

Hepimiz omuz silken Bennett'a baktık. "Bilmiyorum, bunu bilime sormak gerek. Önce at ve kuştan bir melez yapılması gerekiyor sonra ona ameliyatla boynuz eklenir. Ama bu biraz...tuhaf."

"Sadece... bu kadar kızcıl bir şeyle ilgilenmene şaşırdım," dedi Declan dürüstçe.

"Yani kızcıl bir şeyle ilgilenmemin neresi yanlış, ben zaten kız değil miyim?" Diye sordum. "Hem neden bir unisus ya da pegacornum olmasın ki? Harika olurdu. Hem kızcıl olmakla ne alakası var?"

"Ee, bir atta ya da bir boynuzda kızcıl olan hiçbir şey yok." Diye başladı Bennett. "Ama onları birleştirirsen unicorn olur."

"Bir de kanatları eklersen alicorn olur," dedi Jordan.

"Bu kısmı görmezden geliyoruz," dedi Declan.

"Şimdi konumuza dönersek," dedi Jordan. "Hayır yapamayız!" 

"Evet yapabiliriz!" Dedi Bennett ve Declan aynı anda.

"Um, evet, bence de," dedim. İkiye karşı birdi hatta beni sayarsak üçe karşı birdi.

"Ben ciddiyim," dedi Jordan, gerçekten söylediği gibi yüzü de onda alışıldık olmayan şekilde ciddiydi. "Gerçekten onu gönüllü olarak bu-"

"Jordan, korktuğunu biliyorum," dedi Bennett sakince. "Ama ona olan gibi olmayacak-"

Jordan gözlerini kıstı. "Ondan tekrar bahsetmeyeceğimize söz verdiğimizi sanıyordum."

Uzun bir sessizlik olduktan sonra Bennett, "Özür dilerim," diye mırıldandı.

"Bilirsiniz, bir yemeğe gitsek de uyar bana," dedim beceriksizce, çocukların arasındaki bu gergin atmosferi kırmak isteyerek. "Declan'ın bana göstermek istediği şey her neyse, başka bir zamanı bekleyebilir. Gerçekten-"

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin