Sınıfın kapısını aralayıp dışarının temiz olup olmadığını kontrol ettim. Sağa baktım, sola ve tekrar sağa, temiz olduğunu fark ettiğimde gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. Kapıyı açtım ve hızla öğrencilerden oluşmuş kalabalığa doğru yürüdüm. Kalabalığa karıştığımda kesinlikle güvende olacağımı düşünmüştüm. Başım eğik bir şekilde yere bakarak aynı ritimde yürüyordum ama her nasılsa beni yine buldular.
Kazağımın arka yakasının aniden çekildiğini hissettiğimde şaşkınlık dolu bir çığlığın dudaklarımdan kaçmasına engel olamadım. Arkaya doğru çekilirken ayaklarım yerden kesildi. Arkama döndüm ve beni esir alan kişiyle karşı karşıya geldim, daha doğrusu kişilerle. Üç Silahşörler yüzlerindeki aynı sırıtışla bana bakıyorlardı. Yakamdan tutup beni yukarı kaldıran kişi de Declan'dı.
"Hey, selam Naomi," dedi Jordan neşeyle.
Yenilgiyle iç çektim. "Selam."
"Bilirsin..." Jordan düşüncelere daldı, "Gün boyu seni pek görmedik. Ve sanırım yanılmıyorsam, bizden kaçmaya çalışıyorsun."
Gergince güldüm. "Ben? Sizden kaçmaya çalışmak? Neden bahsediyorsun?"
"Ben de çocuklara aynen böyle dedim," Jordan teker teker üstüne basarak söyledi,
"Üçümüzden uzak durmaya çalışmak için hiçbir nedeninin olamayacağını.""Tabi bugün koridorda karşılaştığımızda sen diğer tarafa doğru yürümeye başlayana dek böyle düşünüyorduk," dedi Bennett.
Üçü birden onaylayarak kafalarını salladılar.
Tekrar yenilgiyle iç çektim. "Tamam. Evet, sizden kaçmaya çalışıyorum. Ama bunu kişisel olarak algılamay- Ya da algılayın."
Jordan kollarını göğsünde birleştirdi ve hayal kırıklığı içinde kafasını salladı. "Ah Naomi. Bunu daha önce anlamalıydın."
Gözlerimi kısarak ona baktım. "Neyi?"
Yaramazca sırıttı. "Silahşörlerden asla kaçamazsın."
"Bu mümkün değil."
"Hem. De. Hiç."
Üçüncü kez, yenilgiyle iç çektim. "Evet, şimdi anladım."
Declan beni yere yavaşça geri bıraktı ve gülümseyerek küçük bir köpek yavrusuymuşum gibi kafama üç kez hafifçe vurdu.
"Merak ettiğimiz şey ise..." dedi Jordan beni sorguya çekiyormuş gibi etrafımı dolaşırken. "Neden ilk etapta kaçmadın da şimdi bunun için uğraşıyorsun?"
"Cumartesi günü, bizle takılırken eğleniyor gibi görünüyordun," dedi Declan.
"Ve seni bugün okula bizim bırakabileceğimizi söylemiştin" diye ekledi Bennett. "Ama sabah evine geldik ve neredeyse 1 saat bekledikten sonra okula çoktan gitmiş olduğunu anladık."
Üçü de yüzlerindeki aynı sorgulayıcı ifadeyle bana baktılar.
"Okula otobüsle geldim," doğruyu söyledim. Ama sizin düşündüğünüz kadar rahat bir şekilde değil tabii.
"Ama bu, neden tüm gün okulda bizden kaçmaya çalıştığını açıklamıyor," dedi Jordan.
"Ş-şey, o şey içindi..." Sustum ve onlardan uzağa baktım. "Size yük olmak istemediğim için."
"Yük olmak mı?" Hepsi birlikte aynı anda sordu.
Gözlerimi kırpıştırdım. "Bunu evde prova falan mı ediyorsunuz?"
"Hayır," dedi hepsi aynı anda.
Birbirlerine baktılar ve yine hepsi aynı anda "Kes şunu." dediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)
Comédie"Aslında oldukça basit," dedi Bennett. "Sen bizim iyi kızımız olacaksın," Declan başladı. Jordan gülümsedi, "Ve biz de senin kötü çocukların olacağız." Bir anlığına sessiz kaldım, bir onlara bir sözleşmeye baktıktan sonra tekrar onlara döndüm. Ardın...