"Bunu yapmak zorunda değilsin," dedi Bennett. "Yani demek istediğim, pamuk prenses de erkeklerle takıldı ama cücelere dönüşmedi."
"Bize cüce dediğinin farkında mısın? Kendine de cüce dedin."
Güldüm.
"Ne oldu?"
"Hiç sadece Raymond'ı da cadı olarak hayal ediyordum da."
"Oldukça uyardı," dedi Jordan. "Muhtemelen o da vaktinin çoğunu aynada kendine bakarak geçiriyordur."
"Senin gibi mi?" Diye sordu Bennett.
"Hey, bu 'yataktan yeni kalktım' saçımı yapmak vakit alıyor."
"Daha az vakit alan şey ne biliyor musun?" Diye sordu Declan. "Gerçek yataktan yeni kalktım saçı. Benimki gibi."
Onaylamaları için çocuklara baktı ama çocuklar seslerini çıkartmadı. Sonra bana döndüğünde ben de hemen kafamı çevirip uzaklara baktım ve ıslık çalmaya başladım.
"Öyle olsun," dedi.
Beni bir silahşör yapacaklarını söylediklerinde Jordan bir saatliğine odasına çekildi, Bennett harika görünen beş ekran bilgisayarında video oyunu oynadı ve Declan da kestirmeye karar verdi. Şimdi Declan yanımda uyuyor ve horlamaları video oyununun seslerine karışıyordu. Yatağında yatmasını istemiştim ama bunu kaçırmak istemediğini söylemişti.
Neyi kaçırmak?
Bir gün içinde Declan sağ olsun, vurulduğunuzda ne olacağını görmüştüm ve çocukların çete hayatı hakkında hiç öğrenebileceğimi sanmadığım şeyleri öğrenmiştim. Birçok insan polisi arardı, diğerleri ambulans çağırırdı ama çoğunluğu ayağa kalkar ve kaçar, o insanlarla olan bütün ilişkilerini koparırdı. Ama ben yapmadım. Neden bilmiyordum. Çocuklar da aynı şekilde benim ne kadar umutsuz bir vaka olduğumu gördüklerinde kaçabilirlerdi. Ama onlar da yapmadı. Buna mutluydum.
Eskiden zorbalık gördüğüm zamanları hatırlıyordum da, bir arkadaşım olmayacak kadar umutsuz haldeydim. Ve okulumdakiler ne kadar acınacak halde olduğumun farkındaydılar ve onlarla arkadaş olmak için bir sürü aptalca, utanç verici hatta mide bulandırıcı şeyler yapmamı istemişlerdi. Ve bunları yaptığımda -kesinlikle pişmanım- tek yaptıkları şey kahkahalar atmak ve defalarca seyredebilecekleri videolar çekmek olmuştu.
Üzücü şey şu ki asla arkadaşım olmamışlardı. Benimle oynadıklarını, bu kadar çok arkadaşım olmasını istememi kötüye kullanacaklarını fark etmeliydim. Ama benim adımı bilen, varlığımın farkında olan, görünce gülümseyen, varlığıma sevinen birisinin olabileceği umudu, bunun asla gerçekleşmeyecek bir hayal olduğunu söyleyen beynimden daha ağır basıyordu.
Ama şimdi burada, bir silahşör olma törenini geçiyordum. Tabi oldukça saçma geliyordu ama diğer bir yandan komik olabilirdi, ne de olsa onlarla her şey eğlenceliydi. İlk başta onlarla arkadaş olurken de eskiden olan şeylerin olacağını sanmıştım. Ama onlarla öyle olmamıştı. Bir kere biz zaten arkadaştık, şimdi olan şeyse bizi daha ileri seviyeye götürüyordu, dost? en iyi arkadaş? kardeş? Ama kesin olarak bildiğim bir şey vardı ki:
Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için.
Benimle arkadaş olmamak için onlarca şey yaptıran insanların aksine çocuklarla arkadaşlığın üst seviyesine çıkmak için bir tören yapıyorduk. Böyle arkadaşlıktan ilerisine gitmek için şeyler yapan başka birileri olduğunu sanmıyordum ama yine de sonuçta onlarla anlaşma bile imzalamıştım, bu neydi ki? Yine de, bütün bunların bir parçası olmaktan mutluydum.
Hem hadi ama, kim silahşör denmek istemezdi ki?
Jordan bir saatin sonunda geldiğinde, Bennett günün sorusunu sordu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)
Humor"Aslında oldukça basit," dedi Bennett. "Sen bizim iyi kızımız olacaksın," Declan başladı. Jordan gülümsedi, "Ve biz de senin kötü çocukların olacağız." Bir anlığına sessiz kaldım, bir onlara bir sözleşmeye baktıktan sonra tekrar onlara döndüm. Ardın...