Altmış İkinci Bölüm: Tamam, Gözlerini Kapat

7.4K 790 451
                                    

"Fikrini değiştirip akşam yemeğine kaldığın için mutlu oldum," dedi Jordan'ın annesi, pizza kutusuyla koltuğa oturarak. "Ve sonunda şu aptal yangın alarmını da kapatabildiğimiz için mutluyum."

"Evet birkaç kez üzerine çekiçle vurarak," dedim pizza alırken.

Jordan güldü. "Alarmı çok fazla defa kapatmaktan, tek çözüm oymuş gibiydi."

"Bana kendinden bahset Naomi," dedi. "Jordan ile nasıl arkadaş oldunuz?"

"Kimyada yan yana oturuyoruz," diye cevapladım.

"Umarım çok fazla bela açmıyordur başına."

"Açıyor," diye itiraf ettiğimde Jordan'dan şaşkın bir bakış aldım. "Ama bir süre sonra alışıyorsunuz."

"Dolaptan biraz kola alacağım, siz de ister misiniz çocuklar?" Diye sordu koltuğundan kalkarken annesi.

Ben de kalktım. "Ben getireyim."

Hemen koltuğa geri oturdu. "Teşekkürler, zaten hiç kalkasım yoktu. Keşke Jordan da senin kadar düşünceli olsaydı."

"Ben de düşünceliy-"

"-değilsin," diye bitirdi annesi ve kulağını çekerek Jordan'ı sızlattı. "Bulaşık kelimesini dediğim anda bile bomba var gibi kaçıyorsun."

"İşte bu benim de tanıdığım Jordan," dedim mutfağa ilerlerken.

Dolabı açtım ve kola aramaya başladım. Muhtemelen yemek dolu saklama kapları ve meyve suyu, süt dolu şişeler vardı.

"Ann, kola nerede?" Diye sordum.

"Ah, onları dondurucuya koymuştum," diye seslendi. "Yeni aldım da soğusunlar diye."

Dondurucuyu açtım ve mikrodalgada ısıtılıp yapılan hazır yemeklerin yanında bir paket dolusu kola buldum. Kolalardan üç tane çıkartıp dondurucuyu kapattım.

"Hazır oradayken bana acı sos da getirebilir misin? Kilerde olacaklardı. Her zaman pizzayı acı sosla yemeyi severim."

"Tamam," dedim, şimdi ben de pizzamda acı sos istiyordum. Kilerin kapağını açmadan önce kolaları masaya koydum.

Acı sos arayan gözlerim aşağı yukarı kileri taradı. Her ne kadar düzenli olsa da çok fazla yiyecek olduğundan bulamıyordum.

"Bulabildin mi?"

"Um..."

"Bunu hayır olarak alıyorum," dedi. "Dur sana yardım ede-"

"Hayır, sorun değil," dedim. "Nerede olduğunu tarif edebilir misin?"

"İkinci rafta, sanırım mısır gevreği kutularından birisinin arkasında, cipslerin yanında."

Kutuları hareket ettirdim ve sadece bir tane değil, birçok çeşit acı sos buldum. Sanırım acı sosları gerçekten çok seviyordu.

"Hangisi?"

Biraz durdu. "Orta boy olan."

"Hangi renk olan?" Diye sordum orta boy olan farklı renklere bakarken. "Yeşil var, kırmızı-"

"Yeşil olan."

"Aldım," dedim kutuyu elime alarak ve kolalarla birlikte içeriye döndüm.

"Çöpçü avı oynattığım için üzgünüm*" dedi utanarak. "Aslında genelde yönlerle aram iyidir, hele Jordan'ın renk körlüğü-"

Jordan elindeki kolayı sertçe masaya koyduğunda annesinin sözü kesildi.

Ann gözlerini kırpıştırdı. "Ne? Sorun ne?" Sonra anlamış gibi baktı. "Bilmiyor mu? Biliyor sanmıştım. Tanrı aşkına Jordan, onunla boyama yapmaya gittin. Nasıl bilmediğini düşünebilirdim?"

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin