Altmış Birinci Bölüm: Kendimizi Ele Mi Vereceğiz?

9.5K 769 311
                                    


Arkamızdan siren sesleri duyuyorduk. Caddeden aşağı koşabildiğimiz kadar hızlı koştuk, keskin dönüşler yaparak, rastgele patikalara girerek ve daha sonra özür dilemek üzere insanları iterek koştuk. Ama sirenler yok olmadı, pes etmediler. Yakalanamazdım, yakalanamazdık. Hızlı hızlı koşarken korkunç senaryolar zihnimden geçiyordu. Çok gençtim, hapse giremezdim, hele onun yüzünden.

"Jordan seni öldüreceğim!" Diye bağırdığımda hızlı koştuğumdan neredeyse ayağım takılıyordu, ama dengemi korudum ve devam ettim.

Jordan koşarken güldü, omuz çantasını tutmak için elinden geleni yapıyordu. "Sanırım bunu daha önce de duydum!"

Hadi çok yaygın olan şu şeyi yapalım ve olayların size mantıklı gelmesi için gecenin biraz erken saatlerine gidelim.

Declan departta uyuduğundan sadece Bennett, Jordan ve bendik. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama her neredeysek Jordan çok heyecanlıydı.

"Çok heyecanlıyım!"

Gördünüz mü?"

"Ne için heyecanlısın? Ve nereye gidiyoruz?" Diye arka koltuktan sordum.

"Bu benim bildiğim, senin cevabını bulacağın soru," dedi Jordan kurnazca.

Onu görmezden gelerek kaşlarını çatmasına sebep oldum ve Bennett'a döndüm. "Nereye gidiyoruz?"

"Sizi ileride bir yerde indireceğim," dedi sakince. "Sonra eve gelmeden önce iki yere gideceksiniz."

"Ne? Beni onunla mı bırakıyorsun?" Diye sordum onunla kelimesine bastırarak.

Jordan bana sırıttı, "Bir sorun mu var Naomi?"

"Sadece birkaç saatliğine," diye rahatlattı beni Bennett.

Jordan'a baktım. "Katıksız işkence dolu birkaç saat."

"Aw, o kadar kötü olmayacak," dedi Jordan. "Son erkek bir gününü alabilirdi."

"Son erkek mi?" Diye inanamayarak tekrarladım.

"Şaka yapıyor," dedi Bennett, Jordan'a kötü bir bakış atarak. "Ve gerçekten o kadar da kötü olamayacak.  Onunla panayırda takılmıştın, onunla karşılaştırıldığında o kadar da kötü olmayacaktır."

"Aynen," dedi Jordan göz kırparak. "Harika olacak. Bunu daha önce birkaç kez yapmıştım, bana yapıştığın sürece iyi olacaksın."

"Sözüme güven Naomi," dedi Bennett. "Umarım öyle yaparsın yani. Eğlenebilirsin bile."

"O zaman neden sen de bizimle gelmiyorsun?" Diye sordum.

"İnan bana, gelmek isterdim." Diye başladı Bennett.

"Yalancı."

"Tamam, ama yine de yapacak işlerim var."

Ona bir bakış attım. "Yine çete işleri mi?"

"Hayır, aile meseleleri."

"Bu bir kod isim mi?"

"Hayır, ciddiyim," dedi bana dikiz aynasından bakarak. "Bununla yüzleşmek yerine sizinle gelmeyi tercih ederdim ama gelmem konusunda çağrı yapıldığı-"

"Çağrı mı yapıldı?" Diye tekrarladım.

"Şaka," dedi kısaca. "Gelmem emredildi yani."

"Ki bu da çağrı yapıldı kelimesinin anlamı oluyor."

Omuz silkti. "Yine de çağrı yapıldı daha kibar duruyor."

"Ama onunla ilgili bu kadar yeter," dedi Jordan. "Bu gece yapacağımız şeyi konuşmaya dönelim."

The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin