"Çıkmak mı?"
Jordan gülümsedi, "Evet."
"Çıkmak mı?" Dedi Bennett.
"Aynen."
"Çıkmak mı?" Diye sordu Declan.
"Ses yankı falan mı yapıyor burada?"
"Bu şifreyi söylemen içinse, diğer seçenekleri kullanmak istiyorum."
Sanki bir bıçak alıp ona saplamışım gibi bir hareket yaptı. Çocuklarsa gülmekten başka bir şey yapmadıkları için duruma yardımcı olmuyorlardı.
"Hayır, başka seçenek yok."
"Ama bölüm on beş madde beşi hatırlamıyor musun?"
Jordan bir saniye kadar düşündükten sonra gözleri şaşkınlıkla irileşti.
"Naomi!"
Gözlerimi kırpıştırdım, "Ne? Ben ne yaptım?"
Yanıma geldi ve bana kocaman sarıldı.
"Çok üzgünüm!"
"Niye üzgünsün ya?"
"Sana umut verdiğim için çok üzgünüm. Bu o tarz bir çıkma değil."
"Teşekkürler," diye mırıldandım kendi kendime.
Bana baktı, "Bir şey mi söyledin?"
"Ben mi? Ah, tabi ki hayır."
"Seninle sevgili olmak gibi bir şey kastetmedim," diye rahatlattı beni Jordan. "Şu ders çalışma randevularını biliyorsun değil mi? Yani sadece ders çalışmak için dışarıya çıkan arkadaşlar gibi. Ama dışarıdan bakınca randevu gibi görünüyor. Bu da öyle."
Declan ve Bennett'ın yüzündeki ifadeyi tanıyordum, onlar da aynı şeyi düşünüyorlardı: Bu hiç mantıklı değil.
"Biz sadece canı sıkıldığı için panayıra gezmeye giden iki arkadaşız. İster randevu ister dışarı çıkma de, ne istersen diyebilirsin ama bildiğimiz randevu değil yani. Anladın mı?"
"Evet, tabi."
Jordan diğerlerine baktı ve göz kırptı. "Endişelenmeyin çocuklar."
"Neden göz kırptın? Bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun?" Diye sordu Declan.
"Ben anlamadım hiç," diye mırıldandı Bennett.
"Neden diğerleri de gelmiyor?" Diye sordum.
"Eğer hep birlikte gidersek randevu olmaz ki," dedi Jordan. "Ayrıca yapılacak işleri var onların. Hem ne yani? Benimle takılmak istemiyor musun?"
Sorudan kaçmaya çalışarak, "Belki önceden demeliydim ama randevuya gitmemize bile gerek yok ki." dedim.
Bir kaşını kaldırdı, "Ya öyle mi? Nasıl olacakmış?"
"Zaten şifreyi biliyorum," dedim "Sadece siteyi alıp almamak için izin almak istedim. Ve direk şifreyi sormanın daha kısa yol olacağını düşündüm."
"Sana izin versem bile hala şifreyi bildiğine inanmı-"
"Şifre, wallace_harikadır314"
Jordan olduğu yerde dondu kaldı.
Declan kahkahaya boğuldu. "Dalga mı geçiyorsun sen? İlk okullu şifresi gibi."
"Sadece üşendim ve şifre düşünmekle uğraşamadım!" Dedi Jordan ve hemen telefonunu alıp bir şeyler yazmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Good Girl's Bad Boys: The Good, The Bad, And The Bullied (Türkçe Çeviri)
Umorismo"Aslında oldukça basit," dedi Bennett. "Sen bizim iyi kızımız olacaksın," Declan başladı. Jordan gülümsedi, "Ve biz de senin kötü çocukların olacağız." Bir anlığına sessiz kaldım, bir onlara bir sözleşmeye baktıktan sonra tekrar onlara döndüm. Ardın...