11. BÖLÜM

195 15 2
                                    

Eflin sabah uyandığında saat 9'du. Üstünü giyinip kahvaltıya indi. Sadece Aamir yoktu.

"Aamir nerede?"

"Okula gitti. Etrafı bir kolaçan edip gelecekmiş."

Anladığıı belli eder şekilde kafasını salladım. 30 dakika sonra Salman geldi.

"Hazırsan gidelim."

"Tamam."

Okula doğru yola çıktılar. Okula geldiklerinde hiç kimse yoktu. Herkes konferans salonundaymış. Eflin de konferans salonuna gitti. İçeri girdiğinde tüm bakışlar ona döndü. Kürsüde Aamir vardı.

"Konferans bitmiştir dağılabilirsiniz."

Herkes ona gülümseyerek çıktı. Ne demişti ki acaba?

"Ne oldu? Ne dedin okuldakilere?"

"Hiçç. Hadi sende derse git."

"Ama-"

"Hadii..."

Eflin'i itmeye başladı.

"Tamam itme gidiyorum."

***********************************************

Teneffüsteyken Eflin'in annesi aradı. Aramasına şaşırmıştı. Babasının artık aratmayacağını düşünmüştü.

"Efendim?"

"Alo kızım nasılsın?"

"İyiyim anne sen?"

"İyiyim. Sana bir haberim var."

"Nedir?"

"Arda seni görmeye geliyor. Bir süre orada kalacakmış."

"Anne hayır bir de onunla uğraşamam gelmesin istemiyorum."

"Aa kızım. Geçmişte kaldı onlar. Hem nişanlısı var onun."

"Anne ben Arda'yı tanıyorum akıllanmamıştır o.

"Geliyor itirazlarını kabul etmiyorum. Hadi görüşürüz."

İtiraz etmesine kalmadan annesi telefonu kapatmıştı. Kesinlikle babası yolluyordu onu. Arda. Eflin'in çocukluğunu mahveden kişi. Çocukken onu dudağından öpmüştü. Teyzesi ilkokulda onları aynı sınıfa yazdırdı. Ortaokul da da herkese 'ben Eflinin sevgilisiyim ondan uzak dursanız iyi olur' diyordu. Hatırladıkça ondan tekrar nefret etti Eflin.

"Kim aradı?"

Aamir tepsiyi alıp masaya oturdu.

"Annem. Kuzeenim beni görmeye geliyormuş. Bir sürede burda kalacakmış."

"Sevmiyor musun kuzenini? Anlatırken suratın garip bir hal aldı da."

"Hiiç haz etmem. Çocukluğumu mahvetti."  

Onlar konuşurken Arda kapıdan göründü. Hemen kafasını eğdi Eflin.

"Ne oldu?"

"Geldi. Merdivenlerin orda çaktırmadan bak."

Aamir başkasını arıyormuş gibi kantini taradı. Önüne döndü direk.

"Gördün mü?"

"Gördüm. Tipsiz birşey."

"Beni fark etmeden burdan kalkalım."

Tam kalkacakken Arda Eflin'e seslendi.

"EFLİNN??"

"Eyvah. Geliyor."

Arda koştura koştura yanlarına geldi.

"Nerdesin kızım ya iki saattir seni arıyorum."

Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip Arda'ya döndü.

"Ben buradayım kaç saattir gelseydin görürdün."

"Aamir sensin galiba. Ben Arda."

"Merhaba."

Arda elini uzattı ama Aamir başıyla karşılık verdi. Arda'nın eli havada kaldı.

"Arda istersen Aamir seni eve bıraksın."

"Yok ben kendime otel ayarladım. Orada kalacağım. Hem sizi rahatsız etmek istemem."

Aamir ayağa kalktı.

"O zaman oteline bırakayım."

"Tamam olur. Görüşürüz Eflin."

"Görüşürüzz..."

Aamir Eflin'e göz kırpıp gitti. Eflin de derse girmişti.

****************************************************

Akşam eve gittiğinde Arda evdeydi. Yemek yiyorlardı. Aamir yoktu.Galiba yine bir işi vardı.

"Herkese merhaba."

"Merhaba kuzen gel gel çok güzel yemekler var."

Bunları ağzı doluyken söylemişti. Eflin kaç kere ağzında yemek varken konuşma demişti ama dinleyen yok. Onu sessizce uyardığında özür diler gibi elini kaldırdı.

"Üstümü değiştirip geliyorum."

Üstüne gri pantolon ve mavi tişört geçirip aşağı indi.

Aamir'in telefonu çaldığında korumalardan birinin aradığını görüp hemen açtı.

"Efendim Farah hanım daha ülkeyi terk etmemiş. Ne yapmamızı istersiniz?"

Demek gitmemişti.

"Hemen yerini bana mesaj atın."

Adamlardan gelen mesajla Farah'ın saklandığı yere gitti Aamir. Şehrin dışında küçük bir evdi. Gidip kapıyı çaldı. Aamir'i görür görmez boynuna atladı ama Aamir onu itmişti.

"Buraya seni uyarmaya geldim."

İttiğinde gözleri dolan kız şimdi Aamir'in karşısında dimdik duruyordu.

"İçeride konuşalım istersen."

İçeriye girdi.

"Dediğim gibi buraya seni uyarmaya geldim. Eflin'den uzak dur."

"Neden o? Benim ondan neyim eksik?"

"O bir kere merhametli. Sende merhamet denen duygudan eser yok. Sen korkaksın, o cesur. Sen kendi çıkarlarını düşünürsün, o insanların iyiliğini."

"Bunlar geçerli sebepler değil."

"Sen öyle san. O senden kat kat daha üstün."

"Peki onu seviyor musun gerçekten?"

Dönüşü olmayan bir yola giriyordu Aamir ama Eflin'in peşini bırakması için ona doğruları söylemesi gerekiyordu.

"Kimseyi sevmediğimden daha çok seviyorum onu. Neden biliyor musun? Çünkü o bana yardım etti. Hala da ediyor. Beni iyileştirmeye çalışıyor. Belki o beni asla sevmeyecek ama ben onu her zaman seveceğim."



KAZARA AŞK #YourStoryIndia (DÜZENLENDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin